11. Hukuk Dairesi 2014/14892 E. , 2014/19984 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2010
NUMARASI : 2004/1005-2010/482
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/03/2010 tarih ve 2004/1005-2010/482 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin yurt içi ve yurt dışı kargo taşımacılığı yaptığını, davalının talebi üzerine kendisine verilen muhtelif kargo hizmetleri neticesinde davalı borçludan fatura karşılığı alacaklı bulunduğu 4.581.238.133 (eski) TL"nin tahsili için icra takibi başlattığını, davalının icra dosyasına 790.000.000 (eski) TL ödeyerek borcun bu kısmını kabul ettiğini ancak, bakiyesine, yetkiye ve faize itiraz ettiğini, davalının borcun 3.791.238.133 (eski) TL"ye vaki itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, bakiye alacağın %40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise, taşımada herhangi bir gecikmenin olmadığını, kargonun taşıma sırasında hasarlandığına ya da hasarlı teslim edildiğine dair delil bulunmadığını, karşı tarafın geç teslimat nedeniyle fuardan istenilen faydanın elde edilemediği gibi afaki ve soyut bir nedene dayalı olarak tazminat istediğini, teslimatların tam, hasarsız ve zamanında yapıldığını, taşıma sırasında meydana gelen bir hasarın ve karşı tarafın doğrudan bir zararının bulunmadığını, davalının fuara da katıldığını, müvekkiline atfedilebilecek bir sorumluluğun söz konusu olmadığını savunarak, reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin 6 aydan uzun bir süredir fuara katılmak için hazırlıklar ve harcamalar yaptığını, iş bağlantılarını bu fuara göre yönlendirdiğini, karşı davalının edimini tam, zamanında ve gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle standın zamanında ve olması gerektiği şekilde kurulamadığını, müvekkilinin sunumunu gerçekleştiremediğini, fuardan beklenilen gelirin sağlanamadığını, itibarının zedelendiğini, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 4.000 TL maddi, 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddi ile davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 22.01.2004 tarihinde hava yolu ile taşıma sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından davacıya 27.01.2004 tarihinde 25 parça 483 kg, 30.01.2004 tarihinde 3 parça 36,1 kg yük teslim edildiği davacı tarafça 27.01.2004 tarihinde teslim alınan yükün davacının verdiği talimat gereğince 03.02.2004 tarihinde saat 15.00"de teslim edilmesi gerekirken, 03.02.2004 tarihinde 09.11"de otel görevlilerine, koliler yerlere saçılarak teslim edildiği, 30.01.2004 tarihinde teslim olunan yükün ise davacıya 05.02.2004 tarihinde, fuarın
08.30"da başlamasına rağmen gönderinin fuar açılış saatinden yarım saatten daha az bir süre kala teslim edildiği, talep edilen maddi tazminatın yükün hasarlanmasından kaynaklanan tazminat olmayıp, fuara katılmak üzere yapılan masrafların yükün gecikmesi sebebi ile fuara katılamamasından dolayı tazmini istemi olduğu, davalı-karşı davacının isteminin yerinde olup, taşımada gecikme meydana gelmesinden doğan maddi zarardan taşıyıcının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davalı-karşı davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 4.000 TL tazminatın karşı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, davacı-karşı davalının geç de olsa taşımayı gerçekleştirdiği, davalı-karşı davacının 790 TL"yi icra dosyasına ödediğinden geriye kalan 3.791 TL"nin talep edebileceği gerekçesiyle, davacı karşı davalının davasının kabulü ile davalı karşı davacının İstanbul 5. İcra Müdürlüğü"nün 2004/3919 sayılı dosyası ile 3.791 TL alacak için hakkında yapılan takibe olan itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %48 oranında ticari faiz uygulanmasına, alacağın %40"ı oranında inkar tazminatının davalı-karşı davacıdan tahsiline, davalı-karşı davacının manevi tazminat talebinin ise, her iki tarafın tacir olması sebebiyle, ticari hayatta karşılaşılabilecek bir risk olup, kişilik haklarına, manevi şahsiyetine bir zarar olarak görülmediği gerekçesiyle, reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, uluslararası hava yolu kargo taşımacılığından kaynaklanan navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı dava ise taşımanın geç ve ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile, manevi tazminat istemi yönünden reddine, maddi tazminat istemi yönünden ise kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında, taşıma ilişkisinin varlığı, taşımanın iki parti halinde yapıldığı, taşınan yükün adedi ve ağırlığı, teslimatın kime, hangi tarihte ve saatte yapıldığı hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, iki parti halinde taşınan yükün tesliminin yapılacağı yer ve saat konusunda taraflar arasında özel bir anlaşma bulunup bulunmadığı, özel bir anlaşma var ise taşıyıcının bu anlaşmaya aykırı bir eyleminin söz konusu olup olmadığı, teslimde gecikmeye sebebiyet verip vermediği ve özel bir anlaşma olmasa dahi makul bir süre içerisinde teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği ve bu itibarla teslimde gecikme bulunup bulunmadığı ile ilk gönderinin hasarlı teslim edilip edilmediği hususlarında toplanmaktadır. Her ne kadar gönderen, taşıyıcı ile aralarında teslim konusunda özel bir anlaşma ve kendisinin yazılı talimatı bulunduğunu iddia etmiş ise de, ilk parti yönünden yazılı bir talimatın olduğu ancak, ikinci parti yönünden böyle bir talimatın bulunmadığı ve bu nedenle taraflar arasında teslime dair özel bir anlaşma ya da ikinci parti yönünden de verilmiş bir talimat bulunduğunun gönderen tarafından ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, ilk parti yönünden teslim yazılı talimatta belirtilen günde ve hatta saatten önce gerçekleştiğinden ilk gönderi yönünden herhangi bir gecikmenin ve yine gönderen tarafından işbu gönderinin hasarlı teslim edildiği de iddia edilmiş ise de, teslimin hasarlı olduğuna dair tutulmuş bir tutanak ya da hasarlı teslimi ispata yarar herhangi bir belge ibraz edilmediğinden ve dosyaya sunulan fotoğraflardan da gönderinin hasarlandığına dair bir bulguya rastlanılmadığından hasarlı teslimin de söz konusu olmadığı sabittir. İkinci parti gönderi yönünden ise, 30.01.2004 tarihinde taşıyıcıya teslim edilen gönderi, fuarın yapılacağı ilk gün olan 05.02.2004 tarihinde saat 07:35"te vardığından ikinci partinin de makul bir süre içerisinde, fuarın başlamasından önce teslim edildiği anlaşılmıştır. Kaldı ki, bir an için gecikmenin varlığı kabul edilse dahi, davacı tarafın maddi tazminat istemini dayandırdığı kalemlerin 21.09.2006 tarihli dilekçede, fuar katılım
bedeli, uçak bileti, çıkış harcı, otel konaklama, taksi harcamaları, fuar giriş kartı, promosyon lokum ücretinden teşekkül ettiği, mahkemece de bu kalemlere dayalı olarak talep edilen 4000 TL maddi tazminatın kabulüne karar verildiği oysa, davacın fuara katıldığı hatta dosya içerisinde bulunan Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği"nin 21.06.2004 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere fuara katılması nedeniyle devlet desteği dahi aldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu masraflar zaten fuara katılması nedeniyle yapılması gereken masraflar olduğundan anılan kalemlere dayalı olarak tazminat talebinde bulunulamayacağı nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde maddi tazminat talebinin kabulü yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine, 17/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.