Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/784 Esas 2016/9092 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/784
Karar No: 2016/9092
Karar Tarihi: 30.05.2016

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/784 Esas 2016/9092 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2016/784 E.  ,  2016/9092 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

    Taksirle öldürme suçundan sanık ..."ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 85/1, 62/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09.10.2012 tarihli ve 2011/40 esas, 2012/347 sayılı kararının Dairemizin 23.06.2014 tarihli ve 2013/21891 esas, 2014/15399 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesine müteakip sanık müdafi tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 20.04.2015 tarihli ve 2011/40 -2012/347 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair .... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 20.05.2015 tarihli ve 2015/705 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, yargılama sırasında alınan ve sanığın tam kusurlu olduğunu belirten, mahkumiyet hükmüne esas teşkil eden rapordaki seyir hızına ilişkin hesaplamaların hatalı olduğuna dair ... Ulaştırma ve Ulaşım Araçları Uygulama Araştırma Merkezince 20.10.2014 tarihli ve 44 sayılı raporun tanzim edilmesi sebebiyle sanığın kusur durumunun yeniden tespitinin gerekmesi karşısında, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 27.11.2015 gün ve 94660652-105-34-7590-2015-24553/78002 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2015 gün ve 2015/396262 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün, 2008/5-19, 2008/31 sayılı kararında vurgulandığı üzere; kanun yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke genelinde uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacını taşıyan olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olup, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerek olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır. Kanun yararına bozma yoluna temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Nitekim, 14.11.1977 gün, 1977/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, hüküm ve kararlardaki her türlü hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı kabul edilmiş olup, sanık müdafinin yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürdüğü nedenlerin temyiz incelemesi sırasında değerlendirilip temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Birimi öğretim elemanlarından oluşan 20.10.2014 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyet raporunun içeriğinin, temyiz aşamasında değerlendirilen itiraz konusuna ilişkin olduğu ve raporda yeni delil niteliği taşıyan bir bulguya rastlanılmadığından yeni delil kapsamında değerlendirilemeyeceği ve salt bu nedenle yargılamanın yenilenmesine karar verilemeyeceği anlaşılmakla,
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2015 tarihli ve 2015/705 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.