17. Ceza Dairesi 2015/10910 E. , 2016/8020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suç tarihi itibariyle güneşin doğuş saatinin 05.49 olup bir saat öncesinin geceye tekabül ettiği ve müştekinin evinden ayrıldığı saat 01.00 ile eve döndüğü saat 10.00 arasındaki belirsiz zaman diliminde evine girilerek hırsızlık yapıldığının ve sanığın ikrar içeren savunmasında suçu saat 07.00 sıralarında işlediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, müştekiye yönelik eylemin şüphe bulunduğundan dolayı gündüz işlendiğinin kabulünün gerektiği gözetilmeden sanık hakkında hırsızlık suçundan TCK"nın 143. maddesiyle, konut dokunulmazlığını bozma suçundan ise 116/4. maddesiyle temel cezada arttırım yapılması,
2-Denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca ""mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına"" karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
3-Kasten işlemiş olduğu suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Ayrıca, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması ile sanığın neticeten 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılması ve hüküm fıkrasından TCK"nın 116/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması ile sanığın neticeten 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılması suretiyle, hüküm fıkrasından ""sanığın TCK"nın 58/7. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirlerine tabi tutulmasına" ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ""cezanın infazından sonra sanığın denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına"" ilişkin cümlenin eklenmesi suretiyle, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hükümlerden çıkartılması ile yerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.