Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/1460
Karar No: 2006/6566
Karar Tarihi: 15.6.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/1460 Esas 2006/6566 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/1460 E.  ,  2006/6566 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Trabzon İş Mahkemesi
    Tarih               : 30.12.2005
    No                   : 618-807  
                           
    Davacı  13.7.1991-9.11.1993 tarihleri arasındaki primi ödenmiş  olan 3201 sayılı Yasaya göre yapmış olduğu yurt dışı  borçlanmasının geçerli  sayılmasına   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  davalı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının davalı Kurum’a borçlanma talebinde bulunduğu 09.05.2005 tarihinde 3201 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde değişiklik yapan 4958 sayılı Yasa’nın 56. maddesinin yürürlükte bulunmasına göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
    2- Dava  13.7.1991-9.11.1993 tarihleri arasında Suudi Arabistan’da geçen çalışma süresinin 3201 sayılı Yasa uyarınca iki yıllık başvuru süresi aranmaksızın borçlanılabileceğinin tesbiti aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının yurtdışında geçmiş olan çalışma sürelerinin 3201 sayılı Kanuna göre (4958 sayılı Yasa ile değişik şekline göre başvuru süresi kaldırılmış bulunduğundan) Türkiye’ye kesin dönüş tarihine bakılmaksızın borçlanabileceğinin tesbitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
    Davacının borçlanma işlemini yapabilmesi için ön koşul; borçlanılabilecek yurtdışında geçen fiili çalışmanın varlığıdır. Ancak böyle bir çalışmanın bulunması halinde davacının yurda kesin dönüş yaptıktan sonra iki yıl içinde davalı Kurum’a müracaat şartı aranmaksızın borçlanma yapabileceğinin tesbitine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilebilinir. Davacı tarafça borçlanma işlemine esas alınabilecek nitelikte yurtdışında geçen bir çalışmanın varlığı kanıtlanamaz ise artık davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan söz edilemeyeceğinden ve açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, dava şartı yokluğundan reddine karar verilecektir. Diğer yandan davacı yurtdışı hizmet borçlanması talebini süre yönünden reddeden kurum işleminin iptaliyle birlikte dava konusu yurtdışında geçen süreleri borçlanabileceğinin tesbitini de istemiştir. İstek hem işlemin iptalini hem de borçlanma yapabileceğinin tesbitini içerdiğine göre dava konusu sürelerde davacının yurt dışında çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması, çalışmış ise bu hususun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerekir.
    Yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının  bu çalışmalarının değerlendirilmesi  ve buna bağlı  olarak sosyal güvenlik  haklarından  yararlandırılmaları amacıyla  kendilerine borçlanma  hakkı tanınmıştır. 3201 sayılı Yasa, yabancı ülkede  ve yabancı sigorta kurumuna tabi  olan işverenler nezdinde  geçen ve  Türk Sigorta Kurumları kapsamı  dışında kalan hizmetlerin değerlendirilmesini  düzenlemektedir.  Daha  açık bir anlatımla  T.C. Emekli sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur’a 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesine göre kurulan sandıklara, prim keserek  ve karşılık ödenmiş sürelerin 3201 sayılı Yasa  gereğince borçlanılması  olanaksızdır. 
    Bu nedenle öncelikle borçlanılmak istenilen  yurt dışında geçmiş olan hizmetin Türk işveren yanında geçip  geçmediği,  Türk işveren yanında  geçmiş ise Türk  Sigorta  Kanunları kapsamında  olup olmadığı  araştırılmalıdır. 
    Yapılan incelemede davacının yurtdışı çalışması ile ilgili olarak gerek Kurum’a gerekse mahkemeye ibraz ettiği T.C. Riyad Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliğince 18.1.2004 tarihinde tanzim edilen belgede “ davacının müşavirliğe ibraz ettiği belgelerin incelenmesinden adı geçenin Suudi Arabistan’da  13.7.1991-9.11.1993  tarihlerinde Suudlu işveren nezdinde çalıştığının tesbit edildiğinin” yazıldığı ancak davacı tarafından ibraz edilen belgelerin ekte bulunmadığı gibi ne tür belgeler olduğunun da yazı içeriğinde belirtilmediği görülmektedir.
    HUMK"nun 296. maddesinde  dış ülkede usulüne uygun yetkili memurları    tarafından     düzenlenen   ve  onaylanan resmi  senetlerin  o ülkedeyürürlükte bulanan  yasalara  uygun  ve  o ülkedeki  T.C. Başkonsolosluğu veya  konsolosluk görevini yürüten  T.C.  Siyasi  Memuru  tarafından  onaylanması halinde  resmi  senet hüküm ve kuvvetinde sayılacağı bu şekilde  onaylanmamış  senetlerin delil teşkil edip  etmeyeceğinin mahkemece takdir olunacağı bildirilmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti 5.10.1961 tarihli Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki Lahey Sözleşmesi’ni 3028 sayılı Kanun ile onaylamış ve bu sözleşme Türkiye’de  yürürlüğe girmiştir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti; “Bazı İşlem ve Belgelerin Tasdikten Muaf Tutulması” hakkındaki çok taraflı uluslararası sözleşmeyi de onaylamış ve 16.1.1987 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştır. Ancak bahse konu bu son  sözleşme şartları oluşmadıkça belge davanın kabulüne yeterli delil olarak kabul edilemez. Söz konusu  hizmet belgesini doğrulayan başkaca bir delil ve emare  de  dosya ekinde bulunmamaktadır.Sosyal Güvenlik Kanunlarının  uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklar kamu düzeni ile ilgili olduğundan Mahkemenin ibraz edilen belgenin yasal ve gerçeğe uygun olup olmadığının re’sen incelenip gözönünde bulundurması gerekir. Ancak; resmi nitelik kazandırılmış belgelere itibar edilerek sonuca gidilebilir.
    Mahkemece yapılacak iş; öncelikle borçlanılmak  istenen hizmetin Türk işveren nezdinde Türk  Sosyal Güvenlik Kurumları  kapsamında geçip geçmediğini  tesbit etmek,  Türk Sosyal Güvenlik Kurumları kapsamı  dışında bir hizmetin varlığının  mevcudiyeti halinde ise  davacıya ibraz ettiği hizmet belgesini HUMK’nun 296. madde uygulaması gereğince T.C. yetkili Sosyal Güvenlik Kurumlarının karşılığı olan Suudi Arabistan yetkili sosyal güvenlik kurumlarından davacının çalıştığı günleri gösteren işyerine ait hizmet belgesi, işe giriş çıkış tarihleri, Suudi Arabistan iş karnesi, iş güvence karnesi, hizmet cetveli gibi bilgi ve belgeler elde edilip,  bu bilgi ve belgelerin o yöredeki Türk Suudi Arabistan  Elçiliğince  veya Başkonsolosluğunca  tercümesi   yapılarak  doğruluğu  tastik  ettirilip, resmi  senet özelliğine kavuşturulduktan sonra eldeki yargılama dosyası içerisine  getirtilmesinin sağlanması gerekmektedir.
     Mahkemece  yukarıda belirtildiği şekilde  davacının çalışma sürelerinin kuşku duyulmayacak  biçimde saptanması  halinde bu sürelerle sınırlı olmak üzere 3201 sayılı Kanunun 3. ve devamı maddeleri gereği  borçlandırma hakkından yararlandırılması gerektiği düşünülmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde   karar verilmesi isabetsizdir.
    O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi