10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/24765 Karar No: 2016/2575 Karar Tarihi: 07.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24765 Esas 2016/2575 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/24765 E. , 2016/2575 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmadan sonra ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı 26.06.2001 yılında kesinleşen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı kurumca kesildiği ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı hâlde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. İnceleme konusu davada; kurum tarafından hazırlanan Ağustos-2010 tarihli denetmen raporunda; köy muhtarının davacının boşandıktan sonrada eski eşiyle fiili birlikteliklerine devam ettiklerini beyan etmesi ve bu beyanını mahkeme safhasında da tekrarlaması, kolluk tarafından tutulan 10.06.2010 tarihli tutanakta davacının boşandıktan sonra bir süre eski eşiyle yaşamaya devam ettiğine dair tespit, davacı ve eşinin adreslerinin talebe konu dönemde aynı köyde bulunması, 21.01.2012 tarihli kolluk tutanağında tarafların aynı avlu içerisinde bulunan evlerde yaşadıkları, 21.04.2014 tarihli kolluk tutanağında davacı ve eski eşinin 2008 sonrasında aynı evi paylaştıkları ve birlikte yaşamaya devam ettikleri tespiti ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.