19. Hukuk Dairesi 2016/18200 E. , 2018/3450 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının murisi ..."ın 04/06/2010 günü vefat ettiğini, muris adına sahte evraklarla davalı bankadan kredi kullandırıldığı, bu nedenle hakkında ... 8. İcra Müdürlüğünün 2010/17730 ve 2010/17732 esas sayılı takip dosyalarında icra takibi yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini, sahtecilikle ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğunu, kredinin çekilmesine esas belgelerin sahte olduğunu, ayrıca murisin temyiz kudreti bulunmadığını ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, muris..."ın bizzat bankadan 24/05/2010 tarihli tüketici kredisi kullandığını, başvuru sırasında kendisinden gerekli belgelerin alındığını, usulsüzlük bulunmadığını, hesabın kat edildiğini, murisin ölü olması üzerine mirasçılar hakkında takip yapıldığını, murisin görünüşte akıl hastalığı belirtilerini göstermediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu sözleşmeler ve para ödemesine ilişkin dekonttaki imzaların davacının murisi ...a ait olduğunun tespit edilemediği gerekçesiyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı bankanın, kötü niyetli olarak murisin aleyhine hareket ettiği sabit olmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı banka ile dava dışı müteveffa ... arasında kredi kartı kullanımından kaynaklı akdi ilişki bulunduğu iddia edilmiştir. Dava dışı ...’ın 04.06.2010 tarihinde vefat ettiği ve davacı dışında 3 mirasçısının daha bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının iştirak halinde bulunan terekeye mümessil atanması ya da diğer mirasçıların davaya icazetleri sağlanarak devam edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Diğer yönden kredi sözleşmesinde borçlunun imzasının sahte olması kredinin kullandırılmadığı anlamına gelmez. Şayet kredi kartı borçluya teslim edilmiş ve kredi kartı ile harcamalar yapılmışsa kart hamili borçtan sorumludur. Ayrıca borçluya kullandırılan tüketici kredisi dekontu üstündeki imza incelenerek şayet ödeme borçluya yapılmış ise bu durumda yine borçlu kendisine yapılan ödeme nedeniyle sorumludur. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21/06/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mirasçılara karşı dava açılması konusunu ikiye ayırarak incelemek gerekir.
(a) Tereke ile ilgili olup konusu paradan başka bir şey olan davaların bütün mirasçılara(mirasçıların hepsine) karşı açılması gerekir. Çünkü mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahiptirler ve terekeye ait bütün mal ve haklar üzerinde birlikte tasarruf edebilirler.(TMK m. 640, 702).
(b) Tereke ile ilgili olup konusu para alacağı olan davaların bütün mirasçılara (mirasçıların hepsine) karşı açılması zorunlu değildir; bir mirasçıya karşı da alacak davası açılabilir. Çünkü mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur (TMK m.641) ve alacaklı müteselsil borçluların birinden borcun tamamını isteyebilir (TBK m.163).
(Bakınız: Prof. Dr. Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, s.116-117.)
Hal böyle olunca, murisin para borcundan dolayı mirasçılardan biri olarak müteselsilen sorumlu olan ve hakkında icra takibi yapılan davacının kendisini savunmak için kendi başına ve diğer mirasçılara ihtiyaç duymaksızın menfi tespit davası açmasında hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun, davacının davaya devam edebilmesi için ya terekeye mümessil tayin ettirmesi ya da kendisi dışındaki diğer mirasçıların davaya muvafakatini sağlaması gerektiği şeklindeki görüşlerine ve bozma kararının bu kısmına muhalifim.21.06.2018