21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/5875 Karar No: 2006/6521
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/5875 Esas 2006/6521 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/5875 E. , 2006/6521 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/12/2005 NO : 79-228
Davacı, 28.03.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 28.03.2000 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalılık süresinin sona erdiğinin ve 28.03.2000-12.12.2003 tarihleri arasındaki S.S.K. zorunlu sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ortağı olduğu şirketlerde faal olarak çalışması bulunmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yapılan incelemede, davacının A.Ş. ortaklığı nedeniyle 26.04.1991 tarihi itibariyle 1479 sayılı Kanun gereğince tescil edildiği 2001 yılına kadar A.Ş."de kurucu ortak olduğu, 1995 yılından bu yana halen devam edegelen Ltd.Şti. ortaklığının bulunduğu açıktır. Davacının 1991 yılından bu yana 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi gereğince sigortalılık koşulları oluşmaktadır. Öte yandan 28.03.2000 ile 2003/3. dönem arası davacının S.S.K. zorunlu sigortalı çalışması mevcuttur. Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 24. madde ile 506 sayılı Kanunun 3.(K) maddesi gereğince, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanların S.S.K. zorunlu sigortalısı olması mümkün değildir. Buna rağmen somut olayda olduğu gibi, fiilen iki sigortalılık kolundaki çalışmaların çakışması halinde ise, önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılık kolundaki çalışmalara öncelik tanınması gerektiği Dairemizin yerleşik İçtihatları gereğidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2001/21-627 E., 2001/659 K. sayılı ilamı da bu yöndedir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.