Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/3513 Esas 2016/9073 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3513
Karar No: 2016/9073
Karar Tarihi: 30.05.2016

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/3513 Esas 2016/9073 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2016/3513 E.  ,  2016/9073 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacağı, bu suretle dava konusu eylemin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise suç olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı konusundaki mahkeme kabulünün, duraksamaya yol açmayacak biçimde kararda gösterilmesi gerekirken, bu ilkelere uyulmadan, gerekçeden yoksun karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.