22. Hukuk Dairesi 2014/34367 E. , 2016/6006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, ilave tediye, fazla çalışma, ücret farkı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.03.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına kimse katılmadı. Karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin 17.10.2011 tarihine kadar, davalıya ait işyerinde kayden alt işveren işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedilmesi üzerine açılan işe iade davası neticesinde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabul edilerek, müvekkilinin davalı nezdinde işe iadesine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi akabinde işe başlamak için başvurulmasına işe başlatılmadığını, muvazaanın kesinleşmesi sebebiyle müvekkilinin ücretinin, davalının emsal çalışanına ödemesi gereken ücret tutarında olması gerektiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süreye ilişkin ücret, fark ücret, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalı ... Üniversitesi"ne ait işyerinde, değişen alt işverenler bünyesinde çalışmıştır. Davacının çalışmasına dayanak gösterilen, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu, davacının gerçek işvereninin davalı Üniversite olduğu hususları, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 04.10.2012 tarihli, 2012/14067 esas ve 2012/33187 karar sayılı ilamıyla kesinleşmiştir. Bu halde, davalı Üniversite bünyesinde çalışan ve davacının emsali olan işçi bulunması halinde, emsal işçiye ödenen ücretin davacıya da ödenmesi gerektiği açıktır. Aylık ücret miktarının tespiti noktasındaki uyuşmazlığın çözümünde, davacının emsali olan davalı Üniversite işçisi olup olmadığı ve varsa ne kadar ücret aldığı yönlerinin aydınlığa kavuşturulması ve neticeye göre sonuca gidilmesi gereklidir. Mahkemece ise, dava dışı ... Üniversitesi işyerindeki emsal çalışanlara ödenen ücretlerin, emsal işçiye ödenen ücret olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Davalı üniversite ile dava dışı üniversite farklı tüzel kişilerdir. Dava dışı tüzel ya da gerçek kişiye ait işyerinde çalışan bir işçinin, eldeki davaya konu uyuşmazlık açısından emsal işçi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıca şu yön de belirtilmelidir ki, emsal çalışanın 4857 sayılı İş Kanunu"na tabi işçi olması gerekli olup, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışanların emsal olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede, uyuşmazlık konusu alanda uzman bilirkişi marifetiyle, işyerinde davalı Üniversite"nin personel kayıtları incelenerek, davacının emsali olan davalı Üniversite işçisi olup olmadığı ve varsa ne kadar ücret aldığı yönleri belirlenmeli ve neticeye göre dava konusu tüm alacaklar yeniden değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Kabule göre de, mahkemece, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile fark ücret alacağında, faiz başlangıcı olarak temerrüd tarihi esas almış ise de, dosyaya sunulan temerrüd ihtarnamesinde söz konusu alacakların açıkça ismen sayılmadığı görülmektedir. İhtarnamede, “...ve diğer haklarım” ifadesi kullanılmış ise de, temerrüdün gerçekleşmesi için hangi alacağın ödenmesi talep edildiğinin açıkça gösterilmesi gereklidir. Mahkemece bu yönün nazara alınmadan, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile fark ücret alacağında temerrüdün gerçekleştiğinin kabul edilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 01.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.