
Esas No: 2006/520
Karar No: 2006/6514
Karar Tarihi: 15.6.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/520 Esas 2006/6514 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Aydın İş Mahkemesi
Tarih : 24.11.2005
No : 81-578
Davacı 1.8.1997 tarihini ile emekli olduğunun tesbiti ile aksıne kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava 30.1.1986-29.7.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılık süresinin geçerli olduğunun ve 1.8.1997 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti ile aksi yöndeki davalı kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 10.9.1978 tarihinde verdiği bildirge üzerine 18.3.1977 tarihinde başlayan oda kaydı nedeniyle davalı Kurumca 18.3.1977 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, oda kaydının 9.3.1984 tarihinde son bulması üzerine davalı Kurumca vergi mükellefide olmadığı nazara alınıp 20.4.1982 tarihinde terkin edildiği, 26.6.1997 tarihli bildirgesinde oda kaydının 30.1.1986 tarihinde başlayıp devam ettiğinin ilgili odaca belirtilmesi üzerine sigortalılığı geriye doğru 30.1.1986 tarihi itibariyle yeniden başlatıldığı, 29.7.1997 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebi üzerine 1.8.1997 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı, 1992 yılında prim ödemelerinin bulunduğu, Mayıs 1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Yasa"nın 3. maddesinden istifade ederek prim, gecikme zammı ve faiz borcunu taksitlendirdiği ve 29.7.1997 tarihinde 127.000.000 TL toplu ödemede bulunduğu, davalı kurum müfettişlerinde 30.1.1986 tarihinde başlayan oda kaydının sonradan 30.1.1986 tarihli oda yönetim kurulu kararının altına isminin eklenmek suretiyle yapıldığının tesbit edilmesi üzerine davalı kurumca 30.1.1986-29.7. 1997 tarihleri arasındaki sigortalılık süresi ile yaşlılık aylığı bağlanış tarihi itibariyle iptal edilerek ödenen aylıklar ve yapılan tedavi giderleri davacı adına borç olarak kaydedilerek istendiği, oda kayıtlarındaki usulsüzlük nedeniyle Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldığı ve halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı 30.1.1986-29.7.1997 tarihleri arasında zorunlu sigortalılık koşullarını taşımıyor ise de; 30.1.1986 tarihli geçersiz oda kaydına dayanılarak sigortalılığının 30.1.1986 tarihinde yeniden başlatılmasına ilişkin işlem hatalı ise de, davacının bundan önce 18.3.1977 tarini itibariyle geçerli bir tescili bulunduğundan ve davacı tarafından 4247 sayılı Yasa"ya göre yapılan başvuru kabul edilip, davacı sigortalı sayılarak 29.7.1997 tarihinde yaptığı toplu ödeme davalı kurumca alınıp uzunca süre kullanıldıktan ve davacıya sigortalı olduğu inancı verildikten sonra sigortalılık süresinin iptal edilmesi iyi niyetten uzak olacağından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1.10.1997 gün, 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacı Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak zorunlu sigortalı olarak kabul edilmelidir. Ne varki; kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz oda kaydının davacınında katılımının bulunduğu muvazaalı bir işlem sonucu oluşturulmaması gereklidir.
Yapılacak iş; oda kayıtlarındaki usulsüzlük nedeniyle Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2004/5543 Hazırlık nolu evrak üzerinden yürütülen cezai soruşturmanın sonucunu beklemek, bu soruşturma sonucunda oda kaydındaki usulsüzlüğün davacınında katılımı sonucu gerçekleştiğinin kabülü halinde şimdiki gibi istemin reddine karar vermek, usulsüz kaydın oluşmasında davacının dahlinin bulunmadığının anlaşılması halinde istemin kabulüne karar vermektir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.