Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1214
Karar No: 2018/3449
Karar Tarihi: 20.06.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1214 Esas 2018/3449 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2017/1214 E.  ,  2018/3449 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili dava dışı ... Şti. ile imzalanan kredi sözleşmesine davalıların kefalet ettiğini, hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan 2009/3369 esas sayılı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, bankanın alacağını tahsil ettiğini ve rehinleri kaldırdığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, kefillerin kefalet limitleri ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu oldukları gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18/02/2013 gün ve 2012/18082E-2013/3032 K. sayılı ilamı ile “Davacı banka icra takibinde alacağın dayanağı olarak 14.11.2005 ve 06.06.2008 tarihli sözleşmeleri göstermiş olup 06.06.2008 tarihli sözleşmede davalıların kefil olarak imzaları bulunmamaktadır. Davalılar imzaları bulunan sözleşme ile kullandırılan kredinin ödendiğini ve bankanın rehinleri kaldırdığını ileri sürmüşlerdir. Bu durumda öncelikle borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığı belirlenmeli ve 14.11.2005 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılırsa, kefiller imzaları bulunmayan kredi sözleşmesinden doğan borçtan sorumlu tutulamazlar. Öte yandan borcun 14.11.2005 tarihli sözleşmeden doğduğu anlaşılırsa, davalıların diğer itirazları olan rehinleri kaldırdığı iddiası incelenmelidir. Banka akit devam ederken rehinleri kaldırarak kefillerin durumunu ağırlaştırırsa bu halde de kefillerin sorumlulukları sona ereceği düşünülmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, 14/11/2005 tarihli ve davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attığı Genel Nakdi ve Gayrimenkul Kredi Sözleşmesinden sonra ödemelerin 15/10/2006 tarihinde başlayıp 15/01/2007 tarihinde sona erdiği ve bu krediden herhangi bir ana para borcu ve faiz borcunun kalmadığı kredinin tamamen kapandığı, 06/06/2008 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza atmadıkları ,davalıların bu borçtan dolayı da sorumluluklarının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Davacı ile davalılardan ... arasında 20/01/2015 tarihli mutabakat belgesinde her iki tarafın davadan feragat edeceği , karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceği belirtilmiş olup davacı vekili de mahkemeye hitaben vermiş olduğu 26/01/2015 havale tarihli dilekçesiyle davalı ...’a yönelik davadan vazgeçtiklerini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davalı ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine ve aralarındaki mutabakat gereğince bu davalı lehine yargılama ve vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünde karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesis edilmiştir. Ayrıca diğer davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilirken dava dilekçelerinde belirtilen sorumluluk miktarlarının da gözetilmemesi ve bu davalılar lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş hükmün bu gerekçelerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi