10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/20418 Karar No: 2016/2561 Karar Tarihi: 14.03.2013
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/20418 Esas 2016/2561 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/20418 E. , 2016/2561 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, trafik-iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine bağlanan gelirlerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; davacı Kurum vekilinin tüm, davalı ..... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında “ Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı def"i, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı def"i, ancak yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmektedir. Somut olayda, davalı ... tarafından süresi içinde yapılan herhangi bir zamanaşımı def"i olmaksızın, mahkemece, anılan davalı yönünden de zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz” olduğu belirtilmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden; üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu olmayıp 506 sayılı Kanununu 26/2 maddesi ile Borçlar Kanununa yollamada bulunulduğundan, Borçlar Kanunun 60. maddesinde öngörülen bir ve on yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulaması gerekir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi hükmüne göre, motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerde ise, iki ve her halde kaza gününden başlayarak on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinde tereddüt yoktur. Somut olayda, olayın 12.7.2007 tarihinde meydana geldiği, peşin sermaye değerli gelirin onay tarihinin 21.1.2008 tarihi olduğu, taraflar arasında açılmamış sayılmasına karar verilen ilk davanın 14.5.2008 tarihinde açıldığı, bu tarih itibariyle failin kurum tarafından öğrenilmiş olduğunun kabulu karşısında, önceki verilen red kararının da davalı ... yönünden bozulduğu dikkate alınarak, dava tarihi itibariyle süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunan sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir. O hâlde, davalı .... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ......"ye iadesine, 14.03.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.