ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/03/2014 tarih ve 2011/398-2014/180 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirkete nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan davacıya ait sebze-meyveyi taşıyan aracın 14.05.2011 tarihinde devrilmesi sonucu sigortalı eşyanın zarar gördüğünü, ancak 4.610,00 TL bedelli ürünü zarar görmeden kurtarabildiklerini, kurtarma işi için de 3.000,00 TL gider yapıldığını, meyve-sebze hasarı nedeni ile 21.185,00 TL, kasaların kırılması nedeni ile de 1.500,00 TL davacı zararının oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL"nin 17.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, araçta bulunan yükün büyük bölümünün olay nedeni ile hiç zarar görmediğini, davacının yükün taşındığı araç sahibi ile araç sürücüsüne karşı oluşan zararı nedeni ile talepte bulunmayacağına ilişkin belge verdiğini, bu halde kendilerinin rücu haklarının ortadan kaldırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sigortalanan yükün taşınması sırasında 14.05.2011 tarihinde meydana gelen kazada bir kısmının zarar gördüğü, davacı ürün sahibinin hasar bedelini zarara neden olan aracın kayıt maliki ... ile işleteni olan ..."den talep etmeyeceğine ilişkin feragatname niteliğinde olan 13.05.2011 tarihli belgeyi verdiği, KYTK"nun 111. maddesi uyarınca ibranamenin 2 yıl içerisinde geçerli olmadığı için iptalinin istenilmesi ya da ibraname verilenler için aynı süre içerisinde tazminat istekli dava açılarak geçerli olmadığının ileri sürülmesinin mümkün olduğu, davaya konu ibraname 13.05.2011 tarihinde düzenlenmiş olup, henüz 2 yıl dolmadan 07.03.2013 tarihli oturumda davacının ibranamenin iradeyi sakatlayan durum içerisinde verildiğini ve geçerli olmadığını ileri sürdüğü, bu suretle gerek davacı gerekse ödeme yaptıktan sonra davacı yerine geçecek olan sigorta şirketi yönünden tazminat talep hakkının mevcut olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 12.322,00 TL tazminatın 17.05.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 632,80 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.