
Esas No: 2014/8005
Karar No: 2015/170
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/8005 Esas 2015/170 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Kale Köyü 231 ada 3 parsel sayılı 860,76 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1334 tarih 24 ve 25, Eylül 1336 tarih 25, K. Sani 336 tarih 33, Nisan 1929 tarih 196, Aralık 1955 tarih 17, Şubat 1972 tarih 85 ve Mart 1976 tarih 125 nolu tapu kayıtları uygulanarak bahçe niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, davalı yararına imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımıyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hükmün davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/12/2011 gün ve 2011/15286 - 15999 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değilir. Şöyle ki; Gölköy İlçesi, Kale köyünde bulunan kalenin, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun 11/10/1984 gün ve 423 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillendiği, ... Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun 25/02/2010 gün ve 2466 sayılı kararıyla da 1. derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edildiği Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından bildirilmiştir. Bu nitelikteki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın tesbiti tapu kaydına istinaden yapılmıştır. Tapu kaydının mülkiyet belgesi olduğu gözönüne alındığında 2863 sayılı Kanunun 11. maddesinin somut olayda uygulama olanağının bulunmadığı kuşkusuzdur.
Bu nedenle mahkemece, çekişmeli taşınmaza uygulanan Nisan 1334 tarih 24 ve 25, Eylül 1336 tarih 25, K. Sani 336 tarih 33, Nisan 1929 tarih 196, Aralık 1955 tarih 17, Şubat 1972 tarih 85 ve Mart 1976 tarih 125 nolu tapuların tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli ve sonra önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, tesbite dayanak tapu kaydı mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca tapuların kapsamı belirlenmeli dayanak tapular mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek
denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, tapu kaydı kapsamında kalan bölüm yönünden davanın reddine, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise zilyetlikle kazanılamayacağından reddine karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak çekişmeli taşınmazın davalının dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlendiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 21/01/2015
gününde oybirliği ile karar verildi.