10. Hukuk Dairesi 2015/20815 E. , 2016/2531 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davalının .... Apartmanı"nda 2012/5. ay ile 2013/5. ayı arasında kapıcı olarak çalışmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Öncelikle somut olayda çözülmesi gereken uyuşmazlık; davalı kurum tarafından davalının çalıştığı tespit edilen apartman kat maliklerinin arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup bulunmadığı, varılacak sonuca göre tüm kat maliklerince dava açılmasının zorunlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava iki taraf esası üzerine kurulduğundan, davada, davacı ve davalı olarak mutlaka iki taraf vardır. Olayın özelliği gereği, bazen davacı tarafta ve/veya davalı tarafta birden çok kişi yer alabilmektedir. Davada, davacı ve/veya davalı tarafta birden çok kişinin bulunduğu hallerde, birden fazla kişiden oluşan tarafta yer alan kişiler arasındaki ilişki "dava arkadaşlığı" (sübjektif dava birleşmesi; tarafların taaddüdü) olarak adlandırılır (Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 574).
Bir davanın birden fazla kişi tarafından veya birden fazla kişi aleyhine açılabilmesi için, aynı tarafta yer alanlar arasında hukuksal bir bağlantının bulunması gerekir. Hukukumuzda, bu bağlantı karşılığını, dava arkadaşlığı kurumunda bulmaktadır. Dava arkadaşlığı; zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. Zorunlu dava arkadaşlığı da, yine kendi içinde maddi ve şekli dava arkadaşlığı olmak üzere ikili ayrımla düzenlenmektedir.
Dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hâllerde dava arkadaşlığının maddi bakımdan mecburi olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir ifadeyle, bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının zorunlu olduğu hâllerde, birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşıdır.
Dava arkadaşlığının hangi hâllerde mecburi olduğu maddi hukuka göre belirlenir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “Mecburi Dava Arkadaşlığı” başlıklı 59.maddesine göre; “(1) Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.” Hükmü bulunmaktadır.
Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumundadırlar. Mahkeme ise, dava sonunda zorunlu dava arkadaşlarının hepsi hakkında tek bir karar verecektir. Maddi hukukla belirlenen zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlar; iştirak halinde mülkiyet (M.K. md. 702), birden fazla kiralayan veya kiracının bulunması hali, kat mülkiyeti, bazı hallerde müşterek mülkiyet, sözleşmenin bir tarafında birden fazla kişi bulunması, adi ortaklık (B.K.md.520) olarak gösterilir. Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tektir. Yani dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih yoktur.
Bazı hallerde ise, birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki, bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı söz konusudur. Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğunun varlığından söz edilemez (HGK, 03.07.2013 gün ve 2012/21-699 Esas, 2013/1029 Karar sayılı ilamı).
İhtiyari dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller ise 6100 sayılı HMK’nun 57.maddesinde sayılmıştır;
a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.
Yukarıda belirtilen üç halden biri varsa, birden fazla kişi birlikte dava açabilir veya dava edilebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda; dava, bir kısım kat malikleri tarafından açılan davalının çalışmalarının iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, kat malikleri arasında
zorunlu dava arkadaşlığı bulunup, tüm kat maliklerince davanın birlikte açılması gerekir. Bu nedenle Mahkemece, öncelikle .... Apartmanına yönetici tayin edilip edilmediği araştırılmalı, tayin edilmiş ise yönetici tarafından söz konusu apartmanın temsili sağlanmalı, tayin edilmemiş ise, davacılara, mehil verilerek diğer kat maliklerinin davaya katılmalarının sağlanması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.