Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Sanığın, 01.03.2013 ve 27.03.2013 tarihlerinde mağdurların ikamet ettiği lojmanın bahçesine ve binanın merdiven boşluğuna girmek şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, sanığın eylemlerinin, kısa bir zaman aralığında aynı eylemin devamı niteliğinde olduğu, bu suretle TCK’nın 116/4. ve 43/1.maddeleri uyarınca tek hüküm kurulması gerekirken, birden fazla mağdur olduğu ve sanığın değişik zamanlarda eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle TCK’nın 116/4. ve 43/2.maddeleri uyarınca iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle fazla ceza tayini, 2) Adli sicil kaydına göre birden fazla sabıkası bulunan mükerrir sanık hakkında, hangi ilamın tekerrüre esas alındığının denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilmemesi, Kanuna aykırı, sanık ...’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.11.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.