20. Ceza Dairesi 2016/507 E. , 2019/864 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-) Sanık ...,... ve ...hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Gizli soruşturmacı sivil giyimli kolluk görevlilerinin; sanık ...’den 15.12.2011 ve 17.12.2011; sanık ...’dan 02.02.2012, 03.02.2012 ve 06.02.2012 ve sanık ...’den 02.02.2012 ve 03.02.2012 günü uyuşturucu madde satın aldıklarının anlaşılması karşısında;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez uyuşturucu madde satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım -satım" söz konusu olmaması nedeniyle sanıklar hakkında TCK"nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmaması karşısında; sanıklar ..., ... ve... tarafından atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek sanıkların cezalarının TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
2-)... Kriminal Polis Laboratuvarınca suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-) Sanıkların hükme esas alınan suç tarihlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken “09.05.2011 tarihi ve sonrası” ibaresinin yazılması,
4-) TCK"nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ile ... müdafii temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA,
B-) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
1-) Sanıklar ... ile ..."nin tüm aşamalarda suça konu uyuşturucu maddelerin kendileri tarafından satılmadığını savunmaları karşısında; olay tutanaklarında imzaları bulunan ve uyuşturucu madde alışverişine giren tutanak tanıklarının çağrılarak olay tarihinde suça konu uyuşturucu maddelerin bizzat sanıklar tarafından gizli soruşturmacılara verilip verilmediğinin tespiti bakımından gizli soruşturmacıların tanık koruma kanun hükümleri gözetilerek dinlenip ifadelerinin alınması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun taktir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-) Gizli soruşturmacı sivil giyimli kolluk görevlilerinin; sanık ...’den 04.02.2012 ve 24.02.2012 günü uyuşturucu madde satın aldıklarının anlaşılması karşısında;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez uyuşturucu madde satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım -satım" söz konusu olmaması nedeniyle sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmaması karşısında; sanık tarafından atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek cezasının TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3-)... Kriminal Polis Laboratuvarınca suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-) Sanıkların hükme esas alınan suç tarihlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken “09.05.2011 tarihi ve sonrası” ibaresinin yazılması,
5-) TCK"nın 53. maddesi uygulanırken, TCK’nın 53. maddesinin (3.) fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi ve hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA,
C-) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelemesinde;
UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre sanığın hükümden sonra 23.05.2018 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, sanığın ölüp ölmediği araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 64. maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, 12.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.