Esas No: 2021/1321
Karar No: 2022/6056
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/1321 Esas 2022/6056 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın tebliğinin usulsüz olduğu anlaşıldığından kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak Mahkemenin daha sonra yapmış olduğu işlemlerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın temyiz dilekçesinin 25/12/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itiraz dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, aynı maddenin 12. fıkrasına göre temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olması nedeniyle, sanığın bu konudaki temyiz isteği itiraz olarak kabul edilerek merciince karar verilmek üzere, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrası, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi, aynı maddenin 12. fıkrası.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin gerekçeli kararın sanığın MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi kapsamında çıkarılarak tebligatın muhtara teslim edildiği anlaşılmış olup; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının tebliğinin usulsüz olduğu anlaşıldığından kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak Mahkemenin daha sonra yapmış olduğu işlemlerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın temyiz dilekçesinin 25/12/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itiraz dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, aynı maddenin 12. fıkrasına göre temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olması nedeniyle, sanığın bu konudaki temyiz isteği itiraz olarak kabul edilerek merciince karar verilmek üzere, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.