16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3661 Karar No: 2015/4194 Karar Tarihi: 16.4.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/3661 Esas 2015/4194 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/3661 E. , 2015/4194 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 125 ada 1 parsel sayılı 7.509,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın bahçe olarak 20 yıldan beri ..., ... ve ..."ın kullanımında bulunduğu şerhi verilerek bahçe vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve paydaşları miras yoluyla gelen hakka dayanarak çekişmeli taşınmazın kendi kullanımlarında olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesinin aynı şekilde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve paydaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Dairemizin geri çevirme kararı uyarınca getirtilen Beykoz Kadastro Mahkemesinin 2010/2874 Esas sayılı dosyasında da dava konusu edildiği belirlenmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Aynı taşınmaz hakkında birbirinden farklı hükümler kurulması halinde infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı, amaçlanan tapu sicilinin tesis edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, Kadastro Mahkemelerinde aynı kadastro parseli hakkında açılan davaların birlikte görülmesinde zorunluluk vardır. Hal böyle olunca mahkemece, aynı taşınmaza ilişkin bulunan davaların HMK"nın 166 ve devamı maddeleri gereğince birleştirilmesine karar vermek gerekirken, ayrı ayrı yargılamaya devam edilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, davacı ... ve paydaşları vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının temyiz edenlere iadesine, 16.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.