19. Hukuk Dairesi 2017/1269 E. , 2018/3441 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin 21.286,20 TL lik cari hesap alacağının tahsili için yaptığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının verdiği ve karşılıksız çıkan 5.000 TL lik çek bedeli mahsup edilip 16.286,20 TL yönünden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıdan mal aldığını, bedelini çeklerle ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve davalının ödeme savunmasına dayanak bankadan gelen çek bilgi ve belgeleri üzerine alınan bilirkişi raporuna göre, davacının alacaklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17/11/2015 gün 2015/3996Es-2015/14932 Kar. Sayılı ilamı ile “Dava, cari hesap alacağının tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davalı ödeme savunmasında bulunarak çek bilgilerini dosyaya sunmuş, ilgili bankalardan gelen yazı cevapları üzerine bilirkişi raporu alınmıştır. Davacının ticari defterlerinde kayıtlı davalı ödemelerinin, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak davalının cirosu ile davacıya verilen ve tahsil edilen çeklerin ve ayrıca davalının cirosunun bulunduğu ve bankaya iade edilmekle ödeme karinesinden yararlanacak çeklerin davalı ödemesi olarak kabul edilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönde ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Davacı vekilince rapora itiraz edilmiştir. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiye ödeme savunmasına dayanak belgeler ile davacı defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak ve yukarıda belirtilen ilkelere göre davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını da karşılayacak şekilde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde,davada tarafların tacir oldukları , delil olarak ticari defter ve kayıtlara dayandıkları,verilen kesin süre içerisinde taraflarca ibraz edilen defter ve kayıtların incelenerek yeminli mali müşavirden ayrıntılı rapor alındığı, mali müşavir tarafından dosyaya ibraz edilen raporda tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, davacıya ciro edilen ve ödenen çeklere ilişkin olan davacı defterlerinde kayıtlı ödemeler ve davacı defterlerinde kayıtlı olup ödenip ödenmediği belli olmayan fakat tahsilat olarak kayıtlı çekler toplandığında davalının fazladan ödemesinin bulunduğu, davacı defterlerinde tahsilat olarak kaydedilmesinin ödemeye karine teşkil ettiği, bu nedenle davacının takip ve dava tarihleri itibariyle bakiye alacağının bulunmadığı, davalı tarafça ödeme iddiasının usulen ispatlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.Bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunun 8. sayfasında belirtilen “142849 nolu 4.500,00 TL ,942852 nolu 3.000,00 TL ,3020843 nolu 2.500,00 TL ,336900 nolu 9.000,00 TL ve 23230 nolu 4.000,00 TL bedelli çeklerin tahsil edilip edilmediğinin belli olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece salt davacı defterlerinde tahsilat kaydı olduğu gerekçesiyle tahsil edilmiş olarak kabul edilmiş olmaları doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen 5 adet çekin verildiği muhatap bankalara yazı yazılarak söz konusu çeklerin ödenip ödenmediği, ödendiyse kime ödendiği,çek örnekleri getirtilerek şayet çekler bankaca ödenmişse çek asıllarının kimde olduğu araştırılıp şayet çek asılları davalı elindeyse bu hususun çeklerin ödendiğine karine teşkil edeceği,aksi halde yani çek asıllarının davacı elinde olması halinde çeklerin ödenmediği karinesi dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.