20. Hukuk Dairesi 2018/5361 E. , 2019/1350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/06/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av. ... ile davacılar ... ve Arkadaşları vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 25/06/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile ... ili, ... (...) ilçesi, ... köyü, Ağanın Suyu mevkiinde; Doğusu: Yer oynağı ve ... olan, tapuda Şubat 323 tarih ve 31 nolu 195/51 Umum, 09/06/1952 Yevmiye, Cilt: 20 sıra No: 20, Sa: 149-150 de kayıtlı; 3/12"si ... ..., 3/12"si Nebi Kar, 4/12"si ... ve 2/12"si ... Salan"a ait olan taşınmazın kaydının orman olduğu gerekçesi ile iptal edildiğini, mülkiyetin ... Kadastro Mahkemesinin 1993/260 E. - 1998/12 K. sayılı orman kadastrosuna itiraz davasının reddi kararı ile orman niteliği ile Hazineye geçtiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek, her bir davacı için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, şimdilik davacıların payına karşılık gelen 82.320,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 08/03/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile dava değerini 2.231.058,11.-TL arttırarak, yine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.156.689,05.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak 08/02/2016 havale tarihli ...nun düzenlemiş oldukları "bilirkişi 2. Ek Raporunda" belirlemiş oldukları hisse oranlarına göre davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamının incelenmesinde; Davacı vekilinin mahkeme kararını süresinde temyiz ettiği, temyiz incelemesi sırasında ise davacı vekili tarafından temyiz harcının nispi tarifeye göre değil, maktu olarak yatırıldığının belirlenmesi üzerine eksik harcın yatırılması için dosyanın 26/06/2018 günlü karar ile mahkemesine iade edildiği, iade sonrasında mahkemece HUMK"nın 434.maddesince düzenlenen 19724,16.-TL temyiz masraflarının bir haftalık kesin süre içinde yatırılması, aksi halde temyiz talebinden sarfınazar edilmiş sayılacağına ilişkin muhtıranın
27/08/2018 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, mahkemece 11/09/2018 tarih ve 2014/62 E. - 2016/28 K. sayılı ek kararı ile muhtıra tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre içinde temyiz masraflarının yatırılmaması nedeniyle temyiz talebinin reddine karar verildiği, ek kararın 14/09/2018 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın temyiz edilmediği görülmüştür.
Mahkemenin 11/09/2018 tarihli ek kararının temyizi söz konusu olmadığından Dairemizce davacı yanın temyiz istemine ilişkin bir temyiz incelemesi yapılmasına imkan bulunmamaktadır.
Davalı yanın temyiz itirazlarına gelince; davacı tarafça, tapuda Şubat 323 tarihli sicilden gelen tapu kayıtlarının 1989 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırı içinde kalması nedeniyle TMK’nın 1007. madde uyarınca tazminat istendiği, aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan orman kadastro tespitine itiraz davasının, ... Kadastro Mahkemesinin 1993/260-1998/12 sayılı kararıyla reddedilerek 26/10/2000 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125.) maddesinde yazılı olan ve bu davada da uygulanması gereken 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gibi; 4785 sayılı Kanun karşısında hukuki geçerliliği kalmayan tapu kayıtlarına dayalı olarak tazminat istenemeyeceği gözönünde bulundurularak davacı yanın davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/03/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.