(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/41975 E. , 2020/9257 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ...15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı TTK sahasında TTK’ya ait işlerde sözleşme ile faaliyet gösteren davalı şirket işyerinde işe irdiği ve 18/08/2014 tarihli toplu işten çıkarma ile işten çıktığı, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, tazminat ve alacaklarının, TİS’den kaynaklı fark alacaklarının ve ilave tediye ücretlerinin ödenmediği iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye, TİS farkı alacakları, ücret ve ücret farkı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Tanık beyanlarına birlikte çalışma süreleriyle sınırlı olarak değer verilebilir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre, fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna dair kural, 1475 sayılı Kanun’un 35/a ve b maddesinde düzenlenen yılda 270 saatle sınırlı olarak geçerlidir. Yılda 270 saati aşan çalışmaların kanıtlanması durumunda karşılığının ödenmesi gerekir. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir. Somut olayda; Davacı tüm çalışma süresinde yasal çalışma sürelerini aşarak fazla çalışma yaptığını iddia etmiş, davalı ise davacının fazla çalışma yapmadığını, kapsam dışı personel olduğundan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, ayrıca fazla çalışma ücretinin davacıya ödenen ücrete dahli olduğunu savunmuştur. İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 5.maddesi ile yönetici seviyesinde çalışanların toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağı hükmüne yer verilmiştir. Davalı tarafından sunulan “Taahhüt Belgesi” başlıklı ve davacı tarafından 28/04/2004 tarihinde imzalanan belgede davacı “bankanın tabi bulunduğu yasalara, ana sözleşme hükümlerine, Akbank’ın okuyup kabul ettiğim;insan kaynakları uygulama esaslarının ve diğer uygulama esaslarının ve yönetmeliklerinin halen yürürlükte bulunan ve ileride getirilecek hükümlerine uymayı.... kabul ve taahhüt ederim” demiştir. Dosyada yer alan davalı banka İnsan Kaynakları Uygulama Esaslarının 6.4.16.maddesinde fazla çalışma ücreti ile ilgili “..banka çalışanları için normal haftalık 40 saatlik çalışma dışında yapılan çalışmalar fazla çalışma sayılır...işyerinde belirlenen kurallar çerçevesinde çalışanlara fazla çalışma ücreti ödenir, ...yıllık fazla çalışma süresi 270 saattir, ... TİS kapsamı dışındaki çalışanlardan yönetim kurulunun belirlediği görev seviyeleri dışındakilere fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma ücreti ödenmez, bu kişilere ödenen aylık ücrete hafta ve genel tatil ücreti ile fazla süreli çalışma ve fazla çalışma ücreti dahildir, ...yönetim kurulu tarafından fazla çalışma ücretinin ödeneceğinin belirlendiği görev seviyeleri yönetici yardımcı 1-2-3 ile dealer, .... kapsam dışı çalışanlara fazla çalışma ücreti ödeneceği durumlarda iş kanunu hükümlerine göre hesaplama yapılır...” hükümlerine yer verilmiştir.Davalı işyerinde 04/01/2010 tarihi sonrasında yönetici seviyesinde çalıştığı ve toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında olduğu anlaşılan davacı yönünden, tanık beyanlarına göre belirlenen ve 40-45 saat arası çalışmalar için saat ücretinin %25 fazlası üzerinden fazla süreli çalışma ücreti ve 45 saati aşan çalışmalar için saat ücretinin %50 fazlası üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanması isabetli ise de, dosya kapsamı insan kaynakları uygulama esaslarında yönetmen seviyesinde çalışanların ücretlerine fazla çalışma ücretinin dahil olduğunun kabul edildiği ve davacının imzaladığı taahhütname ile de insan kaynakları uygulama esaslarının iş sözleşmesinin eki niteliğini kazandığı gözetilmeden, ücrete dahil fazla çalışma süreleri mahsup edilmeden hesaplanan tutarın hüküm altına alınması hatalıdır.
O halde, fazla çalışma ücretinin davacının ücretine dahil olduğu kabul edilerek fazla çalışma sürelerinden mahsup edilmesi, bakiye fazla çalışma süreleri ile fazla süreli çalışmalar karşılığı hesaplanacak alacak tutarı da göz önünde bulundurularak, belirlenen alacak toplamından uygun oranda indirim yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.