20. Hukuk Dairesi 2014/7805 E. , 2015/124 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Mahallesi 120 ada 1 parsel sayılı 28019428.02 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacının, 10/07/2000 günü Ocak 1981 tarih 58 numaralı tapuda kayıtlı taşınmazının bitişiğindeki 37000 m2 taşınmazın Medenî Kanunun 639. maddesi gereğince adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde açtığı dava, taşınmaza tutanak düzenlenmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine gönderilmiş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 120 ada 1 sayılı parselin 24/07/2010 tarihli krokide (B) harfi ile işaretli 2369.70 m2 kısmının davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/06/2012 gün ve 6024 - 8352 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesine göre yapılıp, kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunduğuna ve dava konusu taşınmazın 120 ada 1 parsel sayılı orman parselinde kaldığı ve ormanların mülkiyeti Hazineye, intifa hakkı ise Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğuna göre, yasal hasım durumunda olan Orman Yönetimi de davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, sonra işin esasına girilmeli, taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığının saptanması için eski ve yakın tarihli resmî belgeler üzerinde usûlüne uygun orman araştırması yapılmalı ve öncesi belirlenmeli, orman değilse dayanılan tapu kaydı ve tescil ilâmı uygulanarak, tapu kapsamı şüpheye yer vermeyecek biçimde belirlenmeli, 120 ada 1 sayılı parselin tamamını gösteren çaplı krokisi üzerinde davalı taşınmazın yeri belirlenip, komşu parsel kayıtları getirtilip uygulanmalıdır." denilmiştir.
Mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne,
120 ada 1 parselin 07/02/2014 havale tarihli krokide "B" harfi ile gösterilen 2369,70 m2 kısmının tarla vasfıyla ... adına tapuya tesciline,
"C" harfi ile gösterilen 861,54 m2 bölüm için bozma kararının kapsamı dışında kalıp kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine vekili ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitina itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyularak karar verilmişse de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarında taşınmazın 1956 ve 1983 tarihli memleket haritalarında açık alanda yeraldığı açıklanmasına rağmen, memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmemiş, memleket haritaları kadastro paftası üzerine aplike edilmemiş, komşu 5 ve 7 sayılı parsellerin tespitine esas alınan Ocak 1981 tarih 58 ve Ekim 2001 tarih 1 numaralı tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren getirtilip incelenmeden ve çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği araştırılmadan karar verilmiştir. Bunun yanısıra, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın askeri güvenlik alanı ve mayınlı bölgede bulunduğundan tarımsal faaliyete konu olmadığı açıklanmasına karşın; yerel bilirkişi davacının kullandığını, doğuda karakol binası olduğunu bildirmiş, mahkemece bu çelişki giderilmeden, taşınmazın askeri bölge içinde kalıp kalmadığı, zilyedliğe konu olup olmadığı tam olarak ortaya konulmadan karar verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, steroskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, daha önce incelendiği bildirilen 1956 ve 1983 tarihli memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları getirtilerek, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilmeli, kadastro paftası üzerine aplike edilerek taşınmazın niteliği, orman olup olmadığı araştırılmalı, komşu 5 ve 7 sayılı parsellerin tespitine esas alınan tapu kayıtları ve tescile esas alınan belgeler getirtilip çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği belirlenmeli, orman değilse, kim tarafından, ne şekilde zilyet edildiği, askeri bölgenin nereden başladığı, zilyedliğin iradî olarak terk edilip edilmediği araştırılmalı ve bu şekilde yapılan araştırma sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/01/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.