Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/34 Esas 2012/2951 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/34
Karar No: 2012/2951
Karar Tarihi: 18.04.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/34 Esas 2012/2951 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı kooperatif, davalı kooperatifler birliğin üyesi iken genel kurulda alınan karar gereği birlikten ayrılmıştır. Ancak, davalı kooperatif anasözleşmenin 18. maddesi uyarınca müvekkil alacağını ödememiştir. Davacı, alacağının tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, davacının alacağı için taleple bağlı kalmak suretiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekili, üyelerden toplanan aidatların tamamının üyelerin hizmetlerinde kullanıldığını, malların anasözleşmenin 18. maddesi kapsamına girmeyeceğini savunmuştur.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece tarafların sıfatı gözönüne alındığında yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı için hüküm fıkrasının düzeltilerek onanması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Kanun Maddeleri: Anasözleşme Madde 18, HUMK 438/7.
23. Hukuk Dairesi         2012/34 E.  ,  2012/2951 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av.... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin davalı kooperatifler birliğin üyesi iken genel kurulda alınan yetki uyarınca birlikten ayrılma kararı alındığını, durumun davalıya bildirilmesine rağmen davalının anasözleşmenin 18. maddesi uyarınca ödemesi gereken müvekkili alacağını ödemediğini, bu nedenle dava açma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, müvekkilinin alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin üst birlik olması nedeni ile tüm üyelerinin kooperatifler olduğunu şahıs üyesi bulunmadığını, üyelerden toplanan aidatların tamamının üyelerin hizmetlerinde kullanıldığını, anasözleşmenin 18. maddesi uyarınca davacının ancak sermaye ve diğer alacaklarını isteyebileceğini, malların bu madde kapsamına girmeyeceğini, müvekkilinin tasfiye sürecinde olmadığından davacının malvarlığından pay isteme hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı kooperatifin, davalı üstbirliğin üyesi olup, davacının davalı üst birliğe ödediği aidatlardan davacının hissesine düşen yönetim giderlerinin düşülmesi sureti ile davacının alacağının belirlenmesi gerektiği nedeni ile taleple bağlı kalmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2)Mahkemece tarafların sıfatı gözönüne alındığında yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesinde isabet görülmemiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği için HUMK"nun 438/7 uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. satırında yer alan "avans" sözcüğünün karar metninden çıkarılarak yerine "yasal" sözcüğünün yazılıp, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.