
Esas No: 2010/14526
Karar No: 2012/4182
Karar Tarihi: 15.03.2012
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/14526 Esas 2012/4182 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/10/2009 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı taraflar temyiz etmişlerdir.
Davacı, ... Gazete"sinin 28/11/2008 tarihli nüshasında yayınlanan "bir hakim daha gözaltında" ve 17/12/2008 tarihli nüshasında yayınlanan "şaka değil gerçek" ve gazetenin internet sitesindeki "kendi kazdıkları kuyuya düştüler" başlıklı yayınlarla kişilik haklarına saldırıldığı, yorumlarla küçük düşürüldüğünü, kendi telefon numaralarının da bulunduğu bir işte hakkında dinleme kararı verdiğinin yazılarak hakimlerin dosyalarını okumadıkları düşüncesi oluşturulduğunu ve görevli olduğu mahkemece daha önce serbest bırakılan avukatın tekrar tutuklanması üzerine kendi yargılandığı dava ile gerçeğe aykırı olarak serbest bırakılma olayının ilişkilendirilmesi nedeniyle manevi tazminat istemiştir.
Yerel mahkeme, her iki gazete yayını hakkında ceza davası açılarak davalının basın yoluyla kamu görevlisine hakaret suçlarından mahkum olduğunu gerekçe göstererek tazminat istemlerini kısmen kabul etmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden,... 10.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan davacının suç örgütüne yardım ve yiyicilik (irtikap) suçlarından yargılanıp rüşvet almaya kalkışmak suçundan cezalandırıldığı, telefonunun dinlenilmesine ilişkin kararın başkanlığını yaptığı mahkemenin diğer üyeleri tarafından verildiği ve Anafor Operasyonunda tutuklanan avukatların davacının başkanlığını yaptığı mahkeme üyelerinden biri tarafından salıverilmiş olduğu anlaşılmıştır. Olayların yukarıda anlatılan bu gelişim biçimine göre, dava konusu yayınlar olayların beliriş biçimine uygun olarak yani görünürdeki gerçeğe göre yapılmıştır. Her ne kadar yerel mahkemece davalının ceza davalarında mahkum olduğu gerekçesiyle dava kısmen kabul edilmişse de, davalı hakkında ceza davaları sonucunda hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Bu nedenle ortada hukuk hakimini Borçlar Kanunu"nun 53.maddesi anlamında bağlayıcı bir mahkumiyet kararından söz edilemez. Şu durumda yayınların hukuka uygun oldukları kabul edilerek davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.