21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/1188 Karar No: 2006/5645 Karar Tarihi: 01.06.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/1188 Esas 2006/5645 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/1188 E. , 2006/5645 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Sivrihisar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Tarih : 17.12.2005 No : 198-24
Davacı sigortalılık başlangıç tarihini 6.6.1975 olduğunun ve 1.6.1975-6.7.1975 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin 506 sayılı yasanın 2. maddesinin belirlediği biçimde eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön özellikle Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 6. maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.06.1999 gün ve E:1999/21-549, K:1999/555 sayılı kararında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan, davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Mahkeme, tanık sözlerine dayanarak ilamında belirtildiği şekilde davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 06.06.1975 olduğunun tesbitine karar vermiştir. Oysa, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimseler de değildir. Bu bakımdan, tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Ayrıca, tesbiti istenilen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan tanıkların bu sürelerle ilgili bilgileri bu güne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumaları da hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmez. Yapılacak iş, davacı ile aynı tarihte birlikte çalışan ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar belirlenerek, bu tanıkların bilgilerine başvurmak ve gerektiğinde, davacının tesbitini istediği 06.06.1975 tarihinde çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişileri, başka bir anlatımla, Bağ-Kur’da, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında kayıtları olan komşu işyeri veya benzer işi yapan işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak ve olabildiğince delilleri toplayıp, bunları birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.