Esas No: 2017/69
Karar No: 2020/12201
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay 6. Daire 2017/69 Esas 2020/12201 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/69
Karar No : 2020/12201
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Üzerinde davacıya ait gecekondunun bulunduğu İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın belediye hizmet alanı olarak ayrılmasına ilişkin … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : Temyize konu kararda; parselin dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen belediye hizmet alanında, kısmen ikiz nizam 4 kat konut alanında, kısmen yolda, 24.01.2011 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında kısmen belediye hizmet alanında, kısmen orta yoğunluklu konut alanında kaldığı, belediye hizmet alanının üst ölçekli nazım imar planında da yer aldığı, planlar arasında bir uyumsuzluk bulunmadığı, halen geçerli 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olarak yapılan dava konusu 1/1000 ölçekli planda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Parselde bulunan gecekondusu nedeniyle tapu tahsis belgesi almak için gerekli ödemeleri yaptığı halde parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen belediye hizmet alanında kalması nedeniyle parselin tapusunu alamadığı, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının askı süresi içinde dava konusu plana itiraz etmediği, planın, üst ölçekli plana uygun olduğu, planlama çalışmaları sırasında ilgili kurumlardan görüş alındığı, plan hazırlanırken planlama sahasının fiili durumunun ve bölgenin ihtiyaçlarının düşünüldüğü, davacının tapu tahsis belgesi dahi bulunmadığından dava açma ehliyetinin olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Uygulama işlemi üzerine 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile üst ölçekli imar planlarının iptali istemiyle dava açılması mümkün ise de; davacı tarafından, parsele yönelik kendisi adına tapu verilmesi yolunda yapılan 06.02.2015 tarihli başvuru üzerine parselin bir kısmının dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belediye hizmet alanında kaldığının davacıya bildirilmesine yönelik davalı idarece tesis edilen 02.03.2015 tarihli, 1824 tarihli yazının imar durum belgesi ya da bir uygulama işlemi niteliğinde kabul edilemeyeceği, sadece bilgi verme niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu nitelikteki bir başvuru üzerine tesis edilen işlemin dava açma süresini ihya etmeyeceği açıktır.
16.01.2012-15.02.2012 tarihleri arasında askıya çıkarılan dava konusu imar planına askı süresinde itiraz etmeyen davacı tarafından, uygulama işlemi niteliğinde olmayan işlem üzerine, imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre geçtikten sonra 24.03.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : Uyuşmazlık konusu parselde gecekondusu bulunan davacının, 2981 sayılı Kanundan yararlanarak parsele ilişkin tapu tahsis belgesi almak için 1983 yılında başvuru bedelini yatırdığı, ancak başvuru yapmadığı için tapu tahsis belgesini alamadığı, 06.02.2015 tarihinde davalı idareye başvurduğu, parsele yönelik kendisi adına tapu verilmesini istediği, davalının 02.03.2015 tarihli, 1824 tarihli yazısında, parselin dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen ikiz nizam 4 kat konut alanında, kısmen yolda, kısmen belediye hizmet alanında kaldığının ve belediye hizmet alanında kalan kısmı olması nedeniyle imar affı müracaat belgesi ile tapu verme işlemi yapılamadığının davacıya bildirilmesi üzerine dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planından haberdar olunduğu iddiasıyla 24.03.2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 16.01.2012-15.02.2012 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından askı süresi içerisinde plana itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
3194 sayılı İmar Kanununun "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde: "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir.Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar." hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 4. fıkrasında; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri kuralı bulunmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununda tanımı yer almayan imar durum belgesi; taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığını, taşınmaz için planda öngörülen arazi kullanım kararı ile yapılaşma koşullarını detaylı bir şekilde gösteren, imar planı ve/veya yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilen kat adedi, bina yüksekliği, bina derinliği, ön bahçe, arka bahçe ve yan bahçe mesafeleri, bina cephesi gibi hususların rakam ve kroki ile yer aldığı, varsa imar planı ve plan notları ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ya da Plansız Alanlar Tip İmar Yönetmeliği uyarınca düzenlenen belgedir. İdarelerce, uygulama imar planına göre imar durum belgesi düzenlenmesi üzerine imar durumunun dayanağı düzenleyici işlem mahiyetindeki planların iptali istenebilecektir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İmar mevzuatı ve 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümleri karşısında imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerektiği, ancak bu süreler içerisinde dava açılmamış olması halinde 1/1000 ölçekli uygulama imar planının uygulanmaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine, işlem ile birlikte 1/1000 ölçekli imar planına ve üst ölçekli planlara veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planlarına karşı yeniden dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tabi olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte bir düzenleyici işlemin iptali istemiyle uygulama işlemi nedeniyle dava açılmasının istenilmesi halinde ortada mutlaka bir uygulama işleminin bulunması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, parsele yönelik tapu verilmesi yolunda yapılan 06.02.2015 tarihli başvuru üzerine parselin bir kısmının dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belediye hizmet alanında kaldığının bildirilmesine yönelik davalı idarece tesis edilen 02.03.2015 tarihli, 1824 tarihli yazının imar durum belgesi ya da bir uygulama işlemi niteliğinde kabul edilemeyeceği, sadece bilgi verme niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu nitelikteki bir başvuru üzerine tesis edilen işlemin dava açma süresini ihya etmeyeceği açıktır.
16.01.2012-15.02.2012 tarihleri arasında askıya çıkarılan dava konusu imar planına askı süresinde itiraz etmeyen davacı tarafından, uygulama işlemi niteliğinde olmayan işlem üzerine, imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre geçtikten sonra 24.03.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY : Uyuşmazlık konusu parselde gecekondusu bulunan davacının, 2981 sayılı Kanundan yararlanarak parsele ilişkin tapu tahsis belgesi almak için 1983 yılında başvuru bedelini yatırdığı, ancak başvuru yapmadığı için tapu tahsis belgesini alamadığı, 06.02.2015 tarihinde davalı idareye başvurduğu, parsele yönelik kendisi adına tapu verilmesini istediği, davalının 02.03.2015 tarihli, 1824 tarihli yazısında, parselin dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen ikiz nizam 4 kat konut alanında, kısmen yolda, kısmen belediye hizmet alanında kaldığının ve belediye hizmet alanında kalan kısmı olması nedeniyle imar affı müracaat belgesi ile tapu verme işlemi yapılamadığının bildirilmesi üzerine dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planından haberdar olduğu iddiasıyla davacı tarafından, 24.03.2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 16.01.2012-15.02.2012 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından askı süresi içerisinde plana itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde: "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir.Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar." hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 4. fıkrasında; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri kuralı bulunmaktadır.
İmar mevzuatı ve 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümleri karşısında imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerektiği, ancak bu süreler içerisinde dava açılmamış olması halinde 1/1000 ölçekli uygulama imar planının uygulanmaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine, işlem ile birlikte 1/1000 ölçekli imar planına ve üst ölçekli planlara veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planlarına karşı yeniden dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tabi olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte bir düzenleyici işlemin iptali istemiyle uygulama işlemi nedeniyle dava açılmasının istenilmesi halinde ortada mutlaka bir uygulama işleminin bulunması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, parsele yönelik kendisi adına tapu verilmesi yolunda yapılan 06.02.2015 tarihli başvuru üzerine parselin bir kısmının dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belediye hizmet alanında kaldığının bildirilmesine yönelik davalı idarece tesis edilen 02.03.2015 tarihli, 1824 tarihli yazının imar durum belgesi ya da bir uygulama işlemi niteliğinde kabul edilemeyeceği, sadece bilgi verme niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu nitelikteki bir başvuru üzerine tesis edilen işlemin dava açma süresini ihya etmeyeceği açıktır.
16.01.2012-15.02.2012 tarihleri arasında askıya çıkarılan dava konusu imar planına askı süresinde itiraz etmeyen davacı tarafından, uygulama işlemi niteliğinde olmayan işlem üzerine, imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre geçtikten sonra 24.03.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla, Mahkemece esasa ilişkin olarak verilen davanın reddine yönelik kararın değişik gerekçe ile onanmasına ilişkin Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.