Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakan annesinin 128 ada 7 sayılı parsel 2.kat 10 nolu meskeni, 3.kişiden satış bedelinin tamamını kendisi ödeyerek satın aldığı halde, 1/2 payını davalı oğlu adına tescil ettirdiğini, bilahare maliki olduğu 1/2 payı da 7.2.1984 tarihinde ve satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, ancak yapılan tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ile tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Bozma sonrası tayin edilen ilk tereke mümessilinin istifasından sonra atanan tereke temsilcisi, Davanın kabulünü istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazın ilk satış bedelinin çoğunu kendisi ödemesine rağmen 1/2 payını muris üzerine kaydettirdiğini, bilahare ihtiyaç nedeniyle bu payın miras bırakan tarafından kendisine satıldığını, satış bedelini ödediğine dair miras bırakanla harici satış anlaşması da düzenlediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “… davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine Medeni Kanununun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi…” gereğine değinilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda,1/2 pay yönünden gizli bağış iddiasının söz konusu olduğu ve 01.4.1974 tarih 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama olanağı bulunmadığı, miras bırakan tarafından davalıya temlik edilen diğer 1/2 pay bakımından ise muvazaanın sabit görüldüğü gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili ile tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ......raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılmak suretiyle tereke temsilcisi huzuruyla görülen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, miras bırakan ve davalının çekişme konusu 128 ada 7 parsel 2.kat 10 nolu bağımsız bölümü 25.05.1976 tarihinde üçüncü kişiden yarı yarıya satın aldıkları, bilahare miras bırakanın maliki olduğu ½ payı 7.2.1984 tarihinde ve satış şeklinde davalı oğluna temlik ettiği, mahkemece bedeli miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle üçüncü kişiden satın alınarak davalı adına tescil ettirdiği iddia edilen ½ pay bakımından 01.04.1974 tarih ve1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmek ve miras bırakanın bizzat yapmış olduğu 1/2 pay temlikinin ise terekeden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, tereke temsilcisi ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, Türk Medeni Yasasının 28.maddesi uyarınca ölümle şahsiyet son bulacağına göre, temlike konu kabul kapsamındaki pay bakımından, miras bırakanın mirasçılık belgesinde belirlenen mirasçılarının, miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, ölü kişi Hatice adına tescil hükmü kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının ve tereke temsilcisinin, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.