Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/3518
Karar No: 2006/5644

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/3518 Esas 2006/5644 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/3518 E.  ,  2006/5644 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Trabzon İş Mahkemesi
    Tarih               : 31.1.2006
    No                   : 709-8 

    Davacı davalılardan işverene ait işyerinde 1.5.1981 tarihinden bir gün süre ile çalıştığının tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar vermiştir.
    Hükmün davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Davacı  114815801  işyeri nolu davalıya ait radyo tamir işyerinde 1.5.1981 tarihinde çalışmaya  başladığını bir müddet çalıştıktan  sonra ayrıldığını işverence işe giriş bildirgesi verilmesine  rağmen davalı kurumca dönem bordrosu verilmediğinden  bahisle hizmetinin kabul edilmediğini bildirerek 1.5.1981 tarihinde bir gün süre ile sigortalı olarak  asgari ücretle çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, işverence davacıya ücret  ödenmediği,  yol harçlığı, simit parası  şeklinde ödemeler yapıldığı, hizmet akti  ilişkisinin kurulmadığı,  çırak olarak çalıştığı kabul edilerek istemin reddine karar verilmiştir.
    Davalı işveren N. Ş.,  işyerinin üzerine kayıtlı olduğunu, eşi  tarafından işletildiğini,  davacının işyerinde çalıştığını kabul etmiş, eşi İ. Ş. ise  bildirgedeki imzanın kendisine ait olduğunu, bildigeyi kendisinin   düzenlediğini ancak davacının askere gidene  kadar yanında çırak olarak çalıştığını beyan etmiştir.
    Bu davada  çözümlenmesi gereken hukuki sorun,  hangi durumda gerçek bir  çıraklık ilişkisinden  söz edileceği, çırakların Sosyal Sigortalar  Kanunu açısından sigortalı sayılıp sayılmayacağı ile  davacının davalıya ait işyerinde 1.5.1981 tarihinde fiilen çalışıp  çalışmadığıdır ..
    506 sayılı Yasa"nın 3/II-B maddesine göre  özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen  çıraklar hakkında  çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35. maddesi hükümleri uygulanmaz. Yasa"nın  bu hükmüne göre çıraklar belirli sigorta kolları  ile sınırlı  olarak sigortalı  sayılmışlardır ki bunlarda hastalık,  iş kazası ve meslek hastalığı  sigorta kollarıdır. 
    Davada tesbiti istenen dönemde yürürlükte bulunan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık  Yasası"nın 4. maddesinde, bu Kanuna tabi bir sanatı o sanat için  düzenlenen tarih ve pratik öğrenim programına göre o işyerinde öğrenmek amacıyla bir çıraklık sözleşmesi ile bir iş yeri sahibinin hizmetine giren kimseye çırak deneceği, 5. maddesinde çırak olabilmek için 18 yaşından büyük olmamak gerektiği, 16. maddesinde ise işyeri sahibi veya temsilcisinin çırak adayını çalıştırmaya başlamadan  önce velisi veya kanuni mümessili ile üç örnek  yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmaya mecbur olduğu 20. maddesinde sözleşmenin  bir örneğinin mahalli Çıraklık Eğitimi Komitesine, derneğe kayıtlı ise  illgili derneğe veya odaya vermek ve sicil numarasını alarak  sözleşmeye yazmak zorunda olduğu bildirilmiştir. Öncelikle bir kimseye çırak denebilmesi için o kimsenin durumunun bu özel  kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye  uyması gerekir.
    Dosyadaki belgelerden davacının işe giriş  bildirgesinin verildiği tarihte  ondokuz yaşını doldurduğu, bildirgede çırak olarak çalıştığına dair  bir açıklama bulunmadığı,davalı  işverence de çıraklık sözleşmesi yapıldığına ilişkin bir iddiada bulunmadığı gibi bu konuda yazılı bir belgede ibraz edilmediği görülmektedir.  Çıraklıkta akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma değil sigortalıya bir meslek ve sanatın  öğretilmesidir.  Davacı tanığı Serhan  Hüseyinoğlu"nun  beyanlarından davacının  işyerindeki çalışmalara bilfiil katıldığı, emeğiyle işyerine    ve işverene  katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır.  bu durumda davacının çırak olarak çalıştığından söz etmek mümkün değildir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. 
    Yapılacak iş; davalı işverence dönem bordrosu verilmediği de gözetilerek komşu işyeri sahiplerinin veya komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş  kimseler tesbit edilerek bu kişilerin bilgilerine  başvurularak davacının eylemli çalışmasının olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin özellikle hizmet  ilişkisinin oluşmasında  davacıya ödenen ücretin miktarının etkili  olamayacağı düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve  yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 1.6.2006  gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi