Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/734
Karar No: 2010/2731
Karar Tarihi: 11.3.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/734 Esas 2010/2731 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/734 E.  ,  2010/2731 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BALIKESİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/06/2009
    NUMARASI : 2007/444-2009/324

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakanın 893 ada 21 parsel 15 nolu dükkanının çıplak mülkiyetini 14.12.2000 tarihinde davalı oğlu İ."a satış suretiyle temlik ettiğini, yine aynı davalıya Edremit"teki .. parsel zemin kat 1 bağımsız bölüm nolu meskenini bağışladığını, 1169 ada 255 parsel 4 nolu dairesini ise davalı kızı S."e satış şeklinde intikal ettirdiğini, .ada .parsel ...blok .nolu daireye ait kooperatif payını da davalı eşi S."e devrettiğini, yapılan bütün işlemlerin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ve tüm mirasçılar adına miras payları oranında tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, .ada .parsel 4 nolu dairenin miras bırakanla ilgisi olmayıp, davalı S. tarafından çıplak mülkiyetinin diğer davalı S.e devredildiğini, .ada 4 parseldeki 2 nolu daireye ait kooperatif hissesinin de halen miras bırakan üzerinde bulunduğunu ve bu nedenle anılan taşınmazların dava konusu olamayacaklarını, .ada .parsel 15 nolu dükkanın intifa güvenceli ve bedeli alınmak suretiyle yapılan gerçek bir satış olduğunu, Edremit"teki 1 nolu dairenin ise ölünceye kadar bakma akdiyle temlik edilmiş olup, davalı İ...miras bırakana karşı bakım yükümlülüklerini yerine getirdiğini, muvazaa iddialarının doğru olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, "ispat edilemeyen davanın reddine" karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı olan N.nin .parsel sayılı taşınmazın tamamına malik iken, 16.03.1992 tarihinde taşınmazın tamamını satış suretiyle dava dışı inşaat şirketine temlik ettiği ve bilahare 1.4.1993 tarihinde taşınmazda kat irtifakı tesis edilerek aynı gün aynı inşaat şirketinden alım ile çekişmeli 4 nolu bağımsız bölümün davalı S. adına tescil edildiği, S.’in de anılan dairenin intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı Sevil’e 19.12.2000 tarihinde ve satış suretiyle devrettiği; miras bırakanın dava konusu 893 ada 21 parsel 15 bağımsız bölüm nolu dükkanının intifa hakkını ipka ile kuru mülkiyetini 14.12.2000 tarihinde ve satış şeklinde, Edremit’te bulunan 3275 parsel zemin kat 1nolu meskenini ise 27.10.2003 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu İrfan’a temlik ettiği, diğer çekişme konusu taşınmazın ise halen dava dışı kooperatif adına kayıtlı olup, anılan kooperatif tarafından kayıtlarında 2 nolu daire sahibi olarak miras bırakanın gözüktüğü ve murisçe hisse devri yapılmadığının bildirildiği; mahkemece de gerek kooperatif adına kayıtlı ve murise özgülenen bağımsız bölüm yönünden, gerekse davalı İrfan’a ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen taşınmaz bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak, satış suretiyle davalılar İ. ve S..adına kayıtlı çekişmeli taşınmazlar bakımından hükme yeterli araştırma, inceleme ve soruşturma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
    Öte yandan miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı? yoksa mal kaçırma amacın mı? üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur.
    Somut olayda, mahkemece mahallinde uygulama yapılarak satışa konu taşınmazların temlik tarihleri itibariyle gerçek değerleri belirlenmemiş, miras bırakanın başka taşınmazları olup olmadığı, davalıların alım güçlerinin bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
    Hal böyle olunca, çekişme konusu 4 ve 15 nolu bağımsız bölümler bakımından yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle gerekli araştırma, inceleme ve soruşturmanın yapılması, toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi