3. Hukuk Dairesi 2020/5898 E. , 2021/5614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve müdahalenin men"i davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 02/12/2011 tarihinde imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesi ile .... İbrahimce 1. Etap AGG Projesi Y/1-5 blok, 12 numaralı bağımsız bölümün davalıya satıldığını, taşınmazın davalıya teslim edildiğini, davalının satış bedelini, aylık taksitler halinde 180 ay vade ile ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen taksitleri ödemediğini, bu yönde davalıya ihtarname gönderildiğini, buna rağmen taksit ödemelerinin yapılmadığını belirterek sözleşmenin feshini ve davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un temerrüt başlıklı 34. maddesinin 1. fıkrasının"...Konut Finansmanı Kuruluşunun bu hakkını kullanabilmesi için tüketiciye en az 30 gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir." hükmünü içerdiği, davalıya gönderilen ihtarlarda 20 gün süre verildiği, borcun yasa gereği muaccel hale gelmediği, davacının fesih hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı 19/12/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında imzalanan 1.Etap AGG Konut Projesi gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup tapu kayıtlarına göre davaya konu taşınmaz mesken niteliğindedir. Davada, davalı tüketici konumundadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde müstakil bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.