23. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1690 Karar No: 2020/2719
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1690 Esas 2020/2719 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı banka, bir borçlu hakkında icra takibine başlamış ve borçlunun taşınmazı satılmıştır. Ancak taşınmazın satılması üzerine tasarrufun iptali davası açılmış ve mahkeme taşınmaza ihtiyati tedbir koyarak davadaki süreci devam ettirmiştir. Bu süreçte taşınmazın kaydına başka bir dosyadan haciz konulmuş ve taşınmaz satılmıştır. Davacı banka ise bu durumu hatalı bulmuş ve banka alacağının öncelikli olarak ödenmesi gerektiğini talep etmiştir. Ancak mahkeme, ilk sıra ihtiyati haczinin tasarrufun iptali davasından önce olduğu gerekçesiyle davayı reddetmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
23. Hukuk Dairesi 2017/1690 E. , 2020/2719 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, davacı bankanın borçlu ve kefiller hakkında icra takibine başladığını, borçluya ait taşınmazın mal kaçırma kastı ile satılması üzerine tasarrufun iptali davası açıldığını, bu davada taşınmaz üzerine mahkeme kararı ile ihtiyadi tedbir koyulduğunu, dava devam ederken taşınmazın kaydına 13.01.2012 tarihinde başka bir dosyadan haciz koyulduğunu ve taşınmazın satışa çıkarılarak satıldığını, satış bedelinin davalılar arasında paylaştırıldığını, tasarrufun iptali davası sonuçlanmadan sıra cetveli yapılarak bedelin paylaştırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, banka alacağının öncelikli olarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan Yapı ve Kredi Bankası vekili, davacının haczinin ihtiyati haciz olduğu ve davalı bankanın kesin haczinden önce olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Şikayet olunan SGK vekili, alacaklarının kamu alacağı niteliğinde ve imtiyazlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının açılış tarihinin 29.01.2014 tarihli olduğu, ilk sıra ihtiyati haczinin ise 13.01.2012 tarihli olduğu, bu haczin 17.12.2012 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, ilk haciz tarihinin tasarufun iptali davasından önce olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar vermiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin şikayetçi vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.09.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.