20. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/7783 Karar No: 2015/109
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/7783 Esas 2015/109 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2014/7783 E. , 2015/109 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi, ... Köyü 161 parsel sayılı 37900 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, tapuda tarla niteliği ile davalı adına kayıtlı olduğunu, ancak, 2004 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, (B1), (B2) ve (B3) ile işaretli toplam 7114 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (A) bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından lehlerinde kesin hüküm bulunduğu iddiasıyla temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede 2001 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 1956 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yapılan inceleme ve araştırmaya göre, çekişmeli taşınmazın (B1), (B2) ve (B3) ile işaretli bölümlerinin 2001 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, 1956 yılında taşınmazın kişi adına tespit görmesi üzerine Hazine tarafından komşu 293 sayılı parsele uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olduğu iddiasıyla açılan dava sonucunda, kadastro mahkemesinin 1956/476 sayılı dosyasında Hazine adına tescile karar verilmiş ise de, dava sebebinin farklı olması ve Orman Yönetiminin o davada taraf olmaması nedeniyle Orman Yönetimi aleyhine gerçekleşen bir kesin hükümden sözedilemeyeceği belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3, ,4 ve 5. paragraflarının kaldırılarak; yerine "3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanunla eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.M.U.K."nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 20/01/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.