10. Hukuk Dairesi 2020/4423 E. , 2021/4685 K.
"İçtihat Metni"Bölge AdliyeMahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No : 2020/502-2020/888
İlk Derece Mahkemesi : Antalya 2. İş Mahkemesi
No : 2018/477-2019/331
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının daha önce çalıştığı ... Otelcilik ve Turizm A.Ş."nin işverenliği tarafından otel şubesinde şube müdürü olarak gösterildiğini SGK"dan gelen ödeme emri üzerine öğrendiğini, davacının adı geçen firmanın yönetim kurulunda ya da yönetim organlarında hiçbir zaman yer almadığını, firma nezdinde sermayesi bulunmadığını, müdürü olduğu şubenin sermayesi ve ilzam yetkisi de bulunmadığını, ödeme yapma imkan ve insiyatifi olmadığını, evi ve arabası üzerine haciz konulduğunu, ... şirketi tarafından İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/932 E. sayılı dosyası ile Konkordato talebinde bulunulduğunu, mahkemenin 15.10.2018 tarihli kararı ile İİK 286 maddesi gereğince geçici mühlet kararı verildiğini, İİK 288/1, 294 maddeleri ve ara karar gereğince geçici mühlet ve kesin mühletin sonuçlarını doğurduğunu, Anonim şirketin kanuni temsilcilerine veya Şube müdürüne gidilebilmesi için öncelikle borcun Anonim şirket tüzel kişiliğinin mal varlıklarından tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiğini, konkordato kararı verilen bir şirketin borçları ödemeyeceği yönünde bir durumun söz konusu olamayacağını, borçların ödenmesi hususu, özellikle de sigorta prim borçlarının ödenmesini, bizzat konkordato Mahkemesi tarafından takip edildiğini, kanundaki şartların oluşmadığını ileri sürerek; davalı kurum tarafından gönderilen 2018/27692 - 27693 ve 27694 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili; yapılan tetkikinde ..."a tebliği yapılan 2018/03, 04, 05, 06, 07, 08 dönemi prim işsizlik pimi ve damga vergisi borçlarının 05.10.2018 tarihinde icra servisine intikal ettirildiği, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. ve mükerrer 35. maddeleri ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin yirminci fıkrasında; “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Hükümleri yer aldığından söz konusu ödeme emirlerine konu borçlar yüzünden davacının sorumluluğu devam ettiğini, kurum işleminin yasa ve mevzuata uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi tarafından davacının, dava dışı Alkoçlar şirketinin Antalya şubesine 01.03.2018 tarihinde şube müdürü olarak atandığı, yetkisinin devam ettiği, borç döneminin yetkili bulunduğu dönemi kapsayacak şekilde 2018/03, 04, 05, 06, 07, 08 (prim, işsizlik primi ve damga vergisi) aylarına ait olduğu görülmüş ise de, ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, davacının davalı şirkette şube müdürlüğüne getirildiğine, şirketi idare ve temsil yanında genel merkez tarafından harcama yetkisi verildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalı Kurumca davacıya gönderilen 2018/27692, 27693 ve 27694 takip numaralı ödeme emirlerinin ve takibin davacı yönünden iptaline, karar verilmiştir.
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, Kurum işleminin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-BAM KARARI
Somut uyuşmazlıkta, dosya içinde bulunan ticaret sicili kayıtlarına göre, davacının dava dışı şirketin Antalya şubesine 01/03/2018 tarihinde atandığı, yetkisinin devam ettiği, ödeme emrine konu prim borçlarının ait olduğu 2018/03, 04, 05, 06, 07, 08 aylarına ait olduğu görülmüş ise de, davacının şube müdürlüğüne getirildiğinde şirketi idare ve temsil yanında genel merkez tarafından harcama yetkisi verildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararında bir hata görülmediği gerekçesiyle, dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, Antalya 2. İş Mahkemesi 2018/477 Esas - 2019/331 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili temyiz başvuru dilekçesinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. ve mükerrer 35. maddeleri ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin yirminci fıkrasında; “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Hükümleri yer aldığından söz konusu ödeme emirlerine konu borçlar yüzünden davacının sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenlerle; Müvekkili kurumun yapmış olduğu işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olup, davacının kendi kusuru ve yasal süresi içerisinde yapmadığı başvuru nedeniyle sonradan hak iddia etmiş olmasının hukuken mümkün olmadığını davanın reddi gerektiğini,beyanla aksi yöndeki istinaf kararının temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanun"un 88/20 maddesi "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur."düzenlemesini içerir.
Dava konusu olayda; davacının dava dışı ... Otelcilik ve Turizm A.Ş."nin Antalya Şubesinde 01.03.2018 tarihli kararla şirket müdürü olarak görevlendirildiği, Şubeyi tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu 30.3.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. Dava dışı ... Otelcilik ve Turizm A.Ş."ye ait 2018/03, 04, 05, 06, 07, 08 aylarına ilişkin prim, işsizlik primi ve damga vergisi borçları nedeniyle gönderilen ödeme emirlerinin iptali istenmiş, mahkemece davacının davalı şirkette şube müdürlüğüne getirildiğine, şirketi idare ve temsil yanında genel merkez tarafından harcama yetkisi verildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacıya gönderilen ödeme emirlerine ilişkin dava konusu borçların, ilgili şirketin kendisine mi (genel merkezine mi) yoksa davacının temsilci olarak atandığı şubeye mi ait olduğu, davacıya prim ödemeyi de kapsayacak şekilde mali konularda yetki verilip verilmediği, şube veya davacı emrine belli miktarda paranın harcanmak üzere tahsis edilip edilmediği, muhasebe işlemlerinin şirket merkezince mi yürütüldüğü yoksa şubenin ayrı muhasebesinin mi olduğu, davacının imza yetkisinin olup olmadığı buna ilişkin ticaret sicil kayıtlarıyla birlikte detaylı araştırılarak ve 5510 sayılı Yasanın 88/20 kapsamında üst düzey yönetici veya yetkilisi ile kanuni temsilci olarak sorumlu olup olmadığı tespit edilmeli, davacının mali konularda yetkisinin olmadığının tespiti halinde bu durumun davacı yönünden haklı sebep kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
A.Ş.
K.Şefi: T. CÖMERT