20. Hukuk Dairesi 2014/6908 E. , 2015/27 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, Devlet Ormanı olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., 4 dönümlük ve 10 dönümlük iki parça taşınmazının orman parseli içinde bırakıldığını ileri sürerek, tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece, 103 ada 1 parselde kalan ve teknik bilirkişi raporunda (H) harfi ile işaretli bölüme ilişkin davanın reddine, 14.09.2009 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile işaretli 4776,34 m2 yüzölçümlü bölüme ilişkin davanın kabulü ile bu kısmın kadastro tesbitinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2013 gün ve 213/857-1833 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, bilgisine başvurulan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarında her iki taşınmazın görünümünün aynı olduğu, iki bölümün de açık alanda görüldüğü, kaldı ki (H) kısmı üzerinde meşe ağacının bulunmadığı, ziraat bilirkişi raporuna göre de, buğday ekili olup içinde bir asma ile 20 yaşında 3 incir ağacı bulunduğu, bu olgulara göre, orman bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğu gibi taşınmazların gerçek durumunu ortaya koymaktan uzak ve yetersiz olduğu, bu nedenle mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumunun saptanması, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; teknik bilirkişi ... tarafından tanzim edilmiş krokili 23/08/2013 ve 11/11/2013 tarihli rapor ve ek raporda " L3 " harfi ile işaretli 9375,78 m2 ve "M2 " harfi ile işaretli 4419,96 m2’ lik kısımların ifrazı ile tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın " L1”, “L2" ve “M1” harfleri ile işaretli kısımları yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın "L3" ve "M2" harfi ile işaretli kısımlarının orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro hâkiminin doğru sicil oluşturma görevi bulunmasına rağmen, kadastro tespitinin iptaline karar verilen dava konusu taşınmazın "L1", "L2" ve “M1” harfleri ile işaretli kısımlarına yönelik davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen bu bölümlere yönelik sicil oluşturulmamış olması doğru görülmemiş ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün "A" fıkrasının 2. bendi yer alan " davasının reddine" ibaresinden sonra gelmek üzere [ bu kısımların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline] ve "B" fıkrasının 2. bendi yer alan " davasının reddine" ibaresinden sonra gelmek üzere [ bu kısmın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline] ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.