8. Hukuk Dairesi 2018/3224 E. , 2019/3571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, maliki olduğu 8 parça taşınmazdan 101 ada 21 parsel sayılı taşınmazı davalının ekip biçmek suretiyle diğer 7 parça taşınmazı ise kiraya vermek suretiyle kullandığını ileri sürerek taşınmazlara elatmasının önlenmesi ile ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazlarla bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazlardan 21 parsel sayılı taşınmaz dışında diğer taşınmazların davalı tarafından dava dışı kişiye kiraya verildiği ve kiracıya karşı açılmış bir dava da bulunmadığı gerekçesiyle 101 ada 21 parsel sayılı taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, diğer taşınmazlara yönelik elatma ve ecrimisil isteğinin husumetten reddine, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından kira alacağı talebinin reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, 101 ada 21, 277 parsel, 102 ada 18, 19, 26 parsel, 106 ada 17 parsel, 109 ada 30 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğu, 106 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ise davacı tarafından dava dışı Nuray"a satış suretiyle temlik edildiği kayden sabittir.
Somut olayda; tarafların ortak tanıkları Rüştü"nün 25.12.2014 günlü keşif tutanağında 21 parsel sayılı taşınmazı davalının kullandığını diğer 7 adet taşınmazı ise bir dönem davalıdan kiralamak suretiyle kendisi tarafından kullanıldığını icar bedelini de davalıya ödediğini beyan ettiği, davacının ise 03.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davalının 21 parsel sayılı taşınmaza elatmasının önlenmesine, bu taşınmaz için 1.339 TL ecrimisile, diğer taşınmazların 3.şahıslara kiralanmasından dolayı da 4.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26 ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki tavsifle ilgili olarak tatbik edilecek kanun hükümlerini tesbit ve tayin ederek uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi, hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir.
Davacı, 01.07.2014 tarihli dava dilekçesi ile maliki olduğu taşınmazlarla ilgili ecrimisil isteğinde bulunduktan sonra 03.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de 21 parsel sayılı taşınmazla ilgili ecrimisil isteğini yinelemiş diğer taşınmazlar ise davalı tarafından kiraya verilmek suretiyle kullanıldığından bunlarla ilgili alacak talebinde bulunmuştur.
Hem dava dilekçesinde hem de ıslah dilekçesinde davacının ecrimisil isteğinde bulunduğu ve davalının kendi adına kayıtlı bulunmayan taşınmazları kiraya vermek suretiyle haksız işgalci durumuna düştüğü ve ecrimisil ödemekle yükümlü olacağı açıktır.
Hal böyle olunca; 106 ada 31 parsel sayılı taşınmazın devir tarihi ve tanık Rüştü"nün beyanları dikkate alınarak 21 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer taşınmazların da davalı tarafından kiraya verilerek kullanıldığı gözetilerek kullanılan dönem için tespit edilecek ecrimisilin karar altına alınması gerekirken isteğin kira alacağı olduğu ve buna yönelik usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
3. Kabule göre de; davacının ıslah dilekçesi ile talebini daralttığı ve sadece 21 parsel sayılı taşınmaz için davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istediği halde anılan taşınmaz dışındaki diğer taşınmazlarla ilgili elatmanın önlenmesi isteğinin reddine karar verilmesi de yanlıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.