Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazinenin mülkiyetinde bulunan 3569 parsel sayılı taşınmaza, davalının narenciye ağaçları dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ağaçların sökülmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, taşınmazı kullanımına son verdiğini davanın bu nedenle konusuz kaldığını, ağaçları 2003 yılından önce diktiğini, davacı Hazinenin yüksek tutarda ecrimisil istemesi nedeniyle taşınmazı terkettiğini, dava açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sübut bulduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, keşifte yapılan gözlemde, davalı tarafından çekişme konusu taşınmaza narenciye ağaçları dikilmiş olduğu, taşınmazın yol nedeniyle fiilen ikiye ayrıldığı, güney kısımdaki narenciye ağaçlarının kurumadığı, kuzey kısımda yer alan narenciye ağaçlarının ise kuruduğunun anlaşıldığı, bu durumda, taşınmazın her iki kısmında zilyetliğinin terkedilmiş olması halinde bütün ağaçların kurumuş olması gerekeceği, güney kısımdaki ağaçların kurumamış olmasının davalının taşınmazdaki zilyetliğini terketmediğini gösterdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; özellikle ziraatçı bilirkişi raporu, yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarından; kayden davacı Hazinenin mülkiyetinde bulunan çekişme konusu 3569 parsel sayılı taşınmazın, davalı tarafından narenciye ağaçları dikilmek suretiyle kullanılmakta iken, davalının, davanın açıldığı 2009 yılı Mayıs ayından önce 2009 yılı Mart ayında kullanımına son verdiği, taşınmazda zorunlu tarımsal faaliyetlerin yapılmadığı, kuruyan ağaçların bulunduğu bölümün ise 2-3 yıldır kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
Öyleyse; yıkım isteğinin kabulü doğru ise de, dava açılmadan önce taşınmaz terk edildiğinden elatmanın önlenmesi isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
O halde, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.