Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13736
Karar No: 2014/19841
Karar Tarihi: 16.12.2014

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/13736 Esas 2014/19841 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/13736 E.  ,  2014/19841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/03/2014
    NUMARASI : 2007/315-2014/202

    Taraflar arasında görülen davada Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/03/2014 tarih ve 2007/315-2014/202 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Manisa Şubesi"ndeki hesabından 08.05.2007 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında internet üzerinden yapılan işlem ile toplam 26.987,92 TL"sinin başka bir hesaba havale edildiğini, işlem yapılırken müvekkili adına kayıtlı telefon hattına yedek SIM kart çıkartıldığını, müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek 26.987,92 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek mevduat faizi ile birlikte ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekilleri, olayın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın bir kısım güvenlik uygulamalarını sistemine dahil ederek müşterilerini bu uygulamalar için zorunlu tutmadığı, müşterilerini yeterince bilinçlendirmediği, davacı zararında özen yükümlüğü gereği ihmal ve kusurunun bulunduğu, davalı GSM şirketinin yetkili kıldığı abone merkezinin sim kartı değişikliğini gerçek hat sahibine yapmayarak, gerekli özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, para transfer işlemlerinin yapılmasına ve dolayısıyla davacı zararının oluşmasına sebebiyet verdiği, yine davacının bilgisayarına elektronik ortamda kötü niyetli 3. kişiler tarafından erişilerek veya davacının bilgilerini iyi saklayamaması sonucu havale işlemlerinin gerçekleştirilmiş olması sebebiyle davacının da olayın meydana gelmesinde 1/4 oranında mütefarik kusurunun bulunduğu, manevi tazminat talep koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.212,50 TL"nin 08/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacı vekili ile davalı şirket vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan davacıya ait hesaptaki paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlem sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
    Bankalar, kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61 nci maddesi). Bu tanımlamaya göre mevduat, ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 306 ve 307 nci maddeleri uyarınca ödünç alan akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1 nci maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
    Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, usulsüz işlemin gerçekleşmesinde davalı bankanın ve davalı şirketin belirlenen kusur oranına tekabül eden kısım yönünden zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere dava konusu iddia edilen zarar, aslında davalı bankanın zararı olup, davacının alacağı, davalı banka açısından aynen devam etmektedir. Davacı talebini, akidi davalı bankaya yöneltmelidir. Şayet usulsüz işlemde diğer davalı şirketin bir kusuru mevcut ise, bu hususu ileri sürme hakkı, mevduatı saklamakla yükümlü, bu davalının eylemi ile zarar gördüğünü ileri süren davalı bankaya aittir. Bu durum karşısında, davacının açtığı davada davalı şirkete husumet düşmeyeceği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın anılan davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
    3-Ayrıca, yukarıda açıklandığı üzere davalı banka, hesabı aynen davacıya iade etmekle yükümlüdür. Davacının zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu hususu da kanıtlanmamıştır. Davalı banka, hesaptan usulsüz şekilde alınan paranın tamamından davacıya karşı sorumludur. Buna göre, mahkemece, zararın meydana gelmesinde davalı bankanın 3/4 oranında kusurlu olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinde maddi tazminatın ""mevduat faizi” ile birlikte tahsilinin talep edilmiş olması karşısında, mahkemece, avans faizini aşmayacak şekilde banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken hükmedilen maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacı vekili ile diğer davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davacı ve davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalı şirkete ayrı ayrı iadesine, aşağıda yazılı bakiye 1.035,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi