Esas No: 2019/1795
Karar No: 2020/2908
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/1795 Esas 2020/2908 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1795
Karar No : 2020/2908
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) :… Bakanlığı
VEKİLİ :Hazine Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay İkinci Dairesinin 09/01/2019 tarih ve E:2016/7579, K:2019/156 sayılı kararının redde ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Vergi müfettiş yardımcısı olarak görev yapan davacının, 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavında başarısız olmasına ilişkin işlemin, 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavının ve 31/10/2011 tarih ve 28101 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 30., 31., 32., 33., 34., 35. ve Geçici 1. maddelerinin iptali ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) Ek 29. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 09/01/2019 tarih ve E:2016/7579, K:2019/156 sayılı kararıyla; davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek,
Usul yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi, "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükümlerine yer verildikten sonra,
İptal davalarında dava açma koşullarından biri olan menfaat ihlalinin; kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleştiği, iptal davasında ehliyet koşulunun varlığı için iptali istenilen işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişki kurulabilmesinin zorunlu olduğu,
Gerçek veya tüzel kişilerin; idari işlemleri, iptal davası yoluyla yargı önüne getirmeleri durumunda, idari işlem ile menfaat ilgilerinin bulunup bulunmadığı belirlenirken, davacının idari işlem karşısındaki durumunun ortaya konulmasının gerektiği,
Davacının katılmış olduğu yeterlik sınavının, bir yarışma sınavı olmadığı, sınav sonucunda, atama yapılacak vergi müfettişi kadro sayısı ile sınırlı olmadığı, başka bir ifade ile, sınava giren vergi müfettiş yardımcısı sayısı kadar vergi müfettişi kadrosu bulunduğu ve davacının, vergi müfettişi olarak atanabilmesi için başarı sıralamasında belirli sayıda kişi arasına girme zorunluluğunun bulunmadığı, bunun sonucu olarak da, sınava katılan diğer kimselerin başarılı olup olmamalarının davacının durumunu etkilemediği, sınava katılan tüm yardımcıların başarılı olma şansının bulunduğu,
Diğer yandan, kariyer nitelikte bir meslek olan vergi müfettişliği görevine atanabilmek için; müfettiş yardımcılığı süresinde performans değerlendirmesinin olumlu olması ve yeterlik sınavında başarılı olunması koşullarının sağlanmasının yeterli olduğu, bu koşullar sağlandığı takdirde, idarenin vergi müfettişliğine atama konusunda bağlı yetki içinde olduğu, diğer bir ifade ile takdir yetkisinin bulunmadığı,
Bu durumda; sınav sonucunda başarısız olmasına ilişkin bireysel işlemin iptalini istemekte kişisel, meşru ve güncel bir menfaati bulunan ve başarısız olmasına ilişkin işlemin iptalini talep etmiş olan davacının; bir yarışma sınavı olmayan yeterlik sınavının tamamının iptalini istemekte güncel bir menfaatinin bulunmadığı,
Öte yandan; Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 32. maddesi ile 34. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin, (B), (C) ve (Ç) Grup Başkanlıklarında görev yapan vergi müfettiş yardımcılarına yönelik kurallar içerdiğinden, (A) Grup Başkanlığında vergi müfettişi olarak görev yapan davacının, anılan düzenlemelerin iptalini istemekte subjektif ehliyetinin bulunmadığı,
Esas yönünden;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesinin davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan hâline yer verilmiş; dava konusu Yönetmeliğin, 178 sayılı KHK'nin Ek 29. maddesine dayalı olarak, bu maddenin uygulanmasını sağlamak üzere çıkarıldığı, her ne kadar 178 sayılı KHK'nın, 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 13. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de; aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 179. maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen Geçici 27. maddenin 2. fıkrasında yer alan, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kamu kurum ve kuruluşlarında 10/5/2018 tarihli ve 7142 sayılı 6771 sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanununa göre çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yürürlükten kaldırılan hükümlere dayanarak müfettiş yardımcısı, denetmen yardımcısı, denetçi yardımcısı, aktüer yardımcısı ve stajyer kontrolör olarak istihdam olunanların müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör, aktüerler kadro veya pozisyonlarına atanmaları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır." hükmü karşısında, somut uyuşmazlığın çözümünde, 178 sayılı KHK'nın Ek 29. maddesinin uygulanacağı, öte yandan, 703 sayılı KHK'nın 178. maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen Ek 32. maddede, yürürlükten kaldırılan 178 sayılı KHK'nın Ek 29. maddesinde yer alan düzenlemelere benzer hükümlerin getirildiğinin görüldüğü,
178 sayılı KHK'nin "Vergi Denetim Kurulu Başkanlığında atama, yükselme ve yer değişikliği" başlıklı Ek 29. maddesinin altıncı fıkrası ile onuncu fıkrası hükümlerine yer verildikten sonra,
Vergi müfettişlerinin yeterlik sınavlarına ilişkin işlemlerin yasal dayanağının, 178 sayılı KHK'nin Ek 29. maddesi olduğu; anılan maddede yeterlik sınavına ilişkin kuralların genel çerçevesi çizildikten sonra, sınava ilişkin usul ve esasların belirlenmesi hususunun Yönetmeliğe bırakıldığı, buna dayalı olarak dava konusu Yönetmeliğin 30 ila 35. maddeleri arasında yeterlik sınavına ilişkin düzenlemelerin getirildiği,
Davacının, dava konusu Yönetmelik maddelerine yönelik temel iddiasının, Yönetmeliğin dayanağı olan 178 sayılı KHK'nin Anayasa'ya aykırı olduğu ve Anayasa Mahkemesince verilen 06/06/2013 tarih ve E:2011/79; K:2013/69 sayılı karar ile; 178 sayılı KHK'nin Ek 29. maddesinin dördüncü ve son fıkrasında yer alan “mesleğe alınmaları" ibarelerinin iptal edildiği, dolayısıyla, Yönetmeliğin hukuken dayanaksız kaldığı iddiası olduğu,
07/07/2011 tarih ve 646 sayılı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının Kurulması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin tümünün iptali istemiyle açılan iptal davasında, Anayasa Mahkemesince verilen 06/06/2013 tarih ve E:2011/79; K:2013/69 sayılı karar ile; 646 sayılı KHK'nin 1. maddesi ile 178 sayılı KHK'ye eklenen "Vergi Denetim Kurulu Başkanlığında atama, yükselme ve yer değişikliği" başlıklı Ek 29. maddesinin dördüncü ve son fıkrasında yer alan “mesleğe alınmaları" ibarelerinin, KHK ile düzenlenemeyeceği gerekçesiyle iptaline ve bu kararın, Resmî Gazete'de yayımlanmasından dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği, Ek 29. maddede yer alan diğer düzenlemelere yönelik iptal talebinin ise reddine hükmedildiği,
Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının, 18/01/2014 tarihli Resmî Gazete'de yayımlandığı, ancak, iptal kararı
henüz Resmî Gazete'de yayımlanmadan, 178 sayılı KHK'nin Ek 29. maddesinin dördüncü ve son fıkralarının, 02/08/2013 tarih ve 6459 sayılı Kanun ile yeniden düzenlendiği, böylelikle yasal bir boşluğun doğmadığı, kaldı ki; Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda, Ek 29. maddeye yönelik iptal hükmünün yalnızca "mesleğe alınma" ibarelerine yönelik olduğu, maddenin diğer kısımlarının Anayasa'ya aykırılık taşımadığı gerekçesiyle reddedildiği dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi kararının iptale yönelik kısmının, kamu görevlisi statüsünü ihraz etmiş olan ve vergi müfettiş yardımcısı kadrosunda görev yapmakta iken katıldığı yeterlik sınavında başarısız olması üzerine dava konusu düzenlemelerin iptalini talep eden davacının durumunu etkilemediği, aksine, davacının iptalini talep ettiği düzenlemelere dayanak teşkil eden Ek 29. madde hükümlerinin, Anayasa'ya uygun kurallar içerdiğinin Anayasa Mahkemesi kararı ile ortaya konulduğu,
Yönetmeliğin 30. maddesinde; vergi müfettişliği yeterlik sınavına katılabilmek için gereken şartlar düzenlendikten sonra, yeterlik sınavının kapsamının belirlendiği ve yeterlik sınavının, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dahilinde yazılı ve sözlü olarak yapılacağının kurala bağlandığı, 31. maddesinde; (A) Grup Başkanlığında görevli olan vergi müfettiş yardımcılarının, mesleki bilgilerini ölçmeye yönelik yeterlik sınav konularının neler olduğunun belirlendiği, 33. maddesinde; yeterlik sınavının önce yazılı sonra da sözlü olmak üzere iki aşamada yapılacağının, yeterlik sınavında başarılı olabilmek için alınması gereken puanların, sözlü sınavda komisyon üyelerince ayrı ayrı verilecek puanların aritmetik ortalamasının sözlü sınav notunu oluşturacağının ve sınav sonuçlarının bildirim yöntemlerinın düzenlendiği; 34. maddesinde ise; yeterlik sınavında başarı gösteren vergi müfettiş yardımcılarının vergi müfettişi olarak atanmalarına ilişkin hususların hükme bağlandığı,
Vergi müfettişlerinin yürüttükleri görevin önem ve özelliği dikkate alındığında ve bu görevin kariyer bir görev olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda; vergi müfettiş yardımcılarının belirli bir yetişme programı sonunda yeterlik sınavına tabi tutularak vergi müfettişliğine atanmalarına yönelik olarak, davalı idarenin, normlar hiyerarşisine aykırılık taşımamak kaydıyla, kamu hizmetinin gerektirdiği düzenlemeleri yapma konusunda takdir yetkisine sahip olduğu noktasında duraksama bulunmadığı; somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından iptali talep edilen Yönetmeliğin 30., 31., 33. ve 34. maddelerinin, idarenin sahip olduğu takdir yetkisi kapsamında hukuka ve üst hukuk normlarına uygun şekilde düzenlendiği,
Davacının, Yönetmeliğin 30. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Başkanlıkça belirlenen esaslar çerçevesinde yapılan" ibaresinin, 178 sayılı KHK'nin Ek 29. maddesinin altıncı fıkrasına aykırı olduğuna yönelik iddiasına ilişkin olarak; 178 sayılı KHK'nın Ek 29. maddesinin altıncı ve onuncu fıkraları uyarınca, vergi müfettişliği yeterlik sınavlarına yönelik usul ve esasları belirleme yönteminin, anılan hususlara ilişkin yönetmelik çıkarmak olduğu konusunda tereddüt bulunmadığı; bu doğrultuda çıkarılan Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nde yeterlik sınavına ilişkin düzenlemeler getirildiği, her ne kadar davacı tarafından; yeterlik sınavının Başkanlıkça belirlenen esaslar çerçevesinde yapılacağını kurala bağlayan düzenlemenin, 178 sayılı KHK'nın yönetmeliğe bıraktığı yetkinin Başkanlığa devri sonucunu doğurduğu ileri sürülmekte ise de; söz konusu ibarenin, yetki devrine imkan verecek şekilde yorumlanmasının mümkün olmadığı, zira Başkanlıkça belirlenecek olan esasların, Yönetmelik ile düzenlenmiş olan kurallara aykırılık taşımayacak ve Yönetmelikte düzenlenmemiş olan bir hususu kurala bağlamayacak nitelikte olmasının normlar hiyerarşisi açısından bir zorunluluk olduğundan, anılan düzenlemede 178 sayılı KHK'nin Ek 29. maddesine ve hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 35. maddesinin iptali talebine ilişkin olarak; davacı tarafından; anılan maddenin, yeterlik sınavında başarısız olan vergi müfettiş yardımcılarının, ikinci sınav hakkı tanınmaksızın memur kadrosuna atanması yolunda hüküm içermesi nedeniyle hukuka aykırı olduğu yolundaki itirazlarının davalı idarece kabul edilerek anılan maddede yapılan değişiklik sonucu ikinci sınav hakkının tanındığı, bu sebeple, söz konusu hüküm hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü, Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 35. maddesinin, 18/02/2015 tarih ve 29271 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesi ile değiştirilmiş olması nedeniyle, bu maddeye yönelik olarak davanın konusuz kaldığı,
Yönetmeliğin Geçici 1. maddesine yönelik iptal talebine ilişkin olarak; anılan düzenlemede, 646 sayılı KHK uyarınca vergi müfettiş yardımcılığına atananların yetki ve yeterlik sınav konularına ilişkin kurallar getirildiği, sınav konularını belirleme konusunda takdir yetkisi bulunan davalı idarenin, söz konusu yetkisini hukuka aykırı kullandığı yolunda bir tespit bulunmadığı gibi; idarenin, sınav konularını ve sınav konularının dayanacağı mevzuat hükümlerini belirleme konusunda yargı kararı ile zorlanamayacağı, davaya konu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği,
Davacının 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan yeterlik sınavının yazılı aşamasında başarısız olmasına ilişkin işlemin iptali talebine ilişkin olarak; davacının katıldığı sınavın, dört farklı sınav grubundan oluşan bir sınav olduğu, bu sınav gruplarından aldığı notların; Muhasebe : 61,50, Gelir Mevzuatı ve Uygulamaları: 66, Vergi İnceleme Teknikleri: 46, Memur Suçları, Teftiş ve Soruşturma Usulleri: 62,50 olduğu ve not ortalamasının ise 59 olduğu,
Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 33. maddesinin 3. fıkrasında yer alan kurala göre, anılan sınavda başarılı olabilmek için, her bir sınav grubundan en az 50 puan alınması; notların ortalamasının ise 65'ten az olmaması gerektiğinden, davacının yeterlik sınavının yazılı aşamasında başarısız sayıldığı,
Uyuşmazlığın çözümünün, uzmanlık bilgisini gerektirmesi nedeniyle, davacının sınav kağıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişiler tarafından davacının sınav kağıtları yeniden değerlendirilerek hazırlanan raporda, davacıya takdir edilen notların ise Muhasebe: 63, Gelir Mevzuatı ve Uygulamaları: 69,50, Vergi İnceleme Teknikleri: 50, Memur Suçları, Teftiş ve Soruşturma Usulleri: 62,50 olduğu, ve not ortalamasının ise 61,25 olduğu,
Bu durumda; yazılı sınavda ortalama 59 puan alan ve Vergi İnceleme Teknikleri sınavında en az 50 puan alma şartını sağlayamayan davacının, bilirkişi incelemesi neticesinde, Vergi İnceleme Teknikleri sınavında en az 50 puan alma şartını sağladığı ve sınav puanı ortalamasının 61,25 puana yükseldiği, ancak, bu puanın mevzuatın aradığı en az ortalama olan 65,00 puanın altında kaldığı görüldüğünden, davacının yeterlik yazılı sınavında başarısız olmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı,
Davacı tarafından; vergi denetmen yardımcısı olarak görev yapmakta iken tabi olduğu mevzuat uyarınca, yeterlik sınavlarındaki başarı barajının 60 puan olduğu ve katıldığı sınavın 60 puan üzerinden değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de; 178 sayılı KHK'nın Geçici 12. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan, "...Vergi Müfettiş Yardımcısı kadrolarına atanmış sayılanların yeterlik sınavları, ek 29 uncu maddenin onuncu fıkrası uyarınca yürürlüğe konulan yönetmelik hükümlerine göre yapılır..." yolundaki düzenleme uyarınca, davacının, tabi olduğu Yönetmeliğin, Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği olduğu ve anılan Yönetmelik'te yalnızca sınav konularına yönelik olarak önceki yönetmeliklerin uygulanacağının düzenlendiği (Geçici 1. madde), bunun dışında kalan hususlarda Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin uygulanacağı açık olduğundan davaya konu işlemde bu yönüyle de hukuka aykırılık görülmediği,
04-05 Şubat 2013 tarihli yeterlik sınav kurulu üyelerinin; vergi müfettiş yardımcılığında geçen süre dahil olmak üzere, en az sekiz yıl vergi müfettişi kadrosunda bulunma şartını taşıdığı görüldüğünden, davacının, sınav kurulu üyelerinin mevzuatta aranan şartları taşımadığı yolundaki iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle,
Davacının 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavında başarısız olma işleminin ve Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 30., 31., 33., Geçici 1. maddeleri ile 34. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi dışında kalan bölümünün iptali istemi hakkında davanın reddine; 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavının ve Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 32. maddesi ile 34. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin iptali istemi hakkında davanın ehliyet yönünden reddine; Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 35. maddesinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince başka bir davada, sınav kurulu üyelerinin kıdem durumlarından hareketle sınavın yazılı bölümünün yürütülmesinin durdurulduğu ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca bu karara yapılan itirazın kabul edildiği, böylelikle davacının aleyhine de olsa verilen kararlar ile sınavın yürütülmesinin durdurulmasını istemekte davacının menfaati bulunduğunun kabul edildiği,
Vergi müfettişi olarak atanabilmek için katıldığı yeterlik sınavının bir kontenjan sınavı olmamakla birlikte, tüm boyutlarıyla değerlendirildiğinde hem yarışma hem kontenjan sınavı niteliği olduğunun anlaşılacağı, sınava katılanların aldıkları sınav puanı ve başarı sırasının, görevlendirilmelerini, başmüfettişliğe atanmalarını, performans puanlarını doğrudan etkilediği,
Dava konusu sınavı icra eden sınav komisyonunda yer alan 2 üyenin FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, KHK ile ihraç edildiği, sınav komisyonunda meslekten çıkarılan üyelerin bulunmasının da dava konusu sınavın iptalini gerektiren bir husus olduğu, 34 kişiden 17'sinin başarısız sayıldığı sınavın iptalini talep etmekte menfaati ve dolayısıyla ehliyeti bulunduğu,
Sınav Kurulunda yer alan 8 üyeden 4’ünün Yönetmelik'te belirtilen 8 yıllık kıdem şartını taşımadığı,
Yönetmeliğin 32 ve 34/2-A maddeleri ile A grup başkanlığı nezdinde görevli olan vergi müfettiş yardımcıları aleyhine, B, C, Ç grup başkanlıkları nezdinde görevli olan müfettiş yardımcıları lehine düzenlemeler yapılmış olduğundan anılan düzenlemelerin iptalini talep etmekte menfaatinin ve ehliyetinin bulunduğu,
1994 ve 2010 tarihli Yönetmeliklerde tüm sınav oturumlarından ortalama 60 puan alınması gerekmekte iken, dava konusu Yönetmelik ile başarı puanının 65'e çekilerek, önceki yönetmelik döneminde mesleğe başlayanların ve kendisinin kazanılmış hakkının ihlal edildiği,
178 sayılı KHK'de yeterlik sınavına ilişkin esasların yönetmelik ile düzenleneceği belirtilmiş olmasına karşın dava konusu yönetmelik düzenlemesi ile Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına "esaslar” adı altında düzenleme yapma serbestisi tanındığı,
Yönetmeliğin 33/1 maddesinde yer alan "Yazılı sınavı kazanamayanlar sözlü sınava giremezler." ibaresi ile Yönetmeliğin dayanağı 646 sayılı KHK'da öngörülmeyen bir düzenlemede bulunulduğu, yazılı sınavda başarılı olmanın sözlü sınava katılmanın koşulu olarak adaylara dayatıldığı,
Sonradan yürürlüğe giren ve aleyhe düzenlemeler içeren Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin ancak bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra statüye giren kişilere uygulanması mümkün olan hükümlerinin kendisi yönünden uygulama alanı bulmasına imkân bulunmadığı,
Katıldığı ve başarısız sayıldığı sınavda, alt şıklardan oluşan soruların hiçbiri bakımından soru kitapçığında açık bir biçimde puanlama yapılmadığı, cevapları sınav kurulunun birlikte vardığı kanaatle değerlendirilmediğinden puanlama yönünden nesnellikten ve objektiflikten uzaklaşıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın temyize konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle, davanın kısmen reddi, kısmen ehliyet yönünden reddi, kısmen karar verilmesine yer olmadığı yolundaki Danıştay İkinci Dairesinin 09/01/2019 tarih ve E:2016/7579, K:2019/156 sayılı kararının temyize konu davanın reddine ilişkin kısımlarının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/12/2020 tarihinde, 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavı yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin "Meslek kıdemi esası" başlığını taşıyan 37. maddesinde, vergi müfettişlerinin yönetimi, çalışması ve yetişmeleri gibi konularda, esas ve usulleri Başkanlıkça belirlenen meslek kıdemi esasının uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan madde, vergi müfettişliği görevinde kıdemin önemli bir kriter olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Temyize konu kararda; yapılan sınavın bir yarışma sınavı olmayıp, yeterlik sınavı olduğu; dolayısıyla, sınava katılan diğer kimselerin başarılı olup olmamalarının davacının durumunu etkilemediği belirtilmiş ise de; yapılan sınavda başarılı olan vergi müfettiş yardımcılarının, yukarıda adı geçen Yönetmeliğin 34. maddesinin 1. fıkrası uyarınca vergi müfettişi olarak atanacakları açık olup; sınavda başarısız sayılan kişilerin, sınavı kazananlara göre, hem mesleki kıdem yönünden, hem de vergi müfettişliği görevinin sağlayacağı diğer birçok haktan yararlanabilme yönünden kayba uğrayacakları tartışmasızdır.
Davacının dava dilekçesindeki hukuka aykırılık iddiaları irdelendiğinde, bireysel sınav sonucuyla birlikte, 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavının, ilgili mevzuata ve hukuka aykırı bir şekilde, sekiz yıl kıdem koşulunu taşımayan vergi müfettişlerinin de katılımıyla teşekkül ettirilen sınav kurulunca yapılışı ile değerlendirme usulüne yönelik ve sınavın tümünü ilgilendiren hukuka aykırılık iddialarında bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda, yeterlik sınavında başarısız sayılan davacının belirtilen hukuksal durumunun; sınavın tümüyle, diğer bir anlatımla sınava giren tüm adaylarla da hukuksal bağlantı içinde olduğunun, bu nedenle de; anılan sınavın tamamının iptalini istemekte menfaati bulunduğunun ve davanın bu kısmı yönünden, dava açma ehliyetine sahip olduğunun kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Daire kararının 04-05 Şubat 2013 tarihlerinde yapılan vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavının iptali istemi hakkında davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyoruz.