Esas No: 2019/1660
Karar No: 2020/2910
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/1660 Esas 2020/2910 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1660
Karar No : 2020/2910
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :… Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) :… Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay İkinci Dairesinin 26/02/2019 tarih ve E:2016/599, K:2019/825 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 18/01/2011 tarih ve 27819 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanma Esaslarına Dair Yönetmeliğin; 2. maddesinin, 6. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinin ve Yönetmelik eki "Hizmet Puanı Değerlendirme Formu"nun 1. bendinin, 2. bendinde yer alan "işçi statüsü ile geçici personel statüsünde geçirilen süreler hariç" ibaresinin ve 5. bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 26/02/2019 tarih ve E:2016/599, K:2019/825 sayılı kararıyla;
4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun 6. maddesinin 4. fıkrasının (g) bendi ile 7. ve 12. maddelerinin ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı Personeli Yer Değiştirme Suretiyle Atanma Esaslarına Dair Yönetmeliğin 2., 5., 6. ve 8. maddelerinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerine yer verildikten sonra,
Yönetmeliğin 2. maddesinin iptali istemine ilişkin olarak;
Davacı tarafından, anılan düzenleme ile davalı idarenin taşra teşkilatında görevli yöneticilerin kapsama alınarak merkez teşkilatında görev yapan personele Yönetmelik'te yer verilmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunun ileri sürüldüğü,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Yer değiştirme suretiyle atanma" başlıklı 72. maddesi 1. ve son fıkrası ile Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesi hükümlerine değinildikten sonra, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 3046 sayılı Kanun kapsamında, bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı olarak ayrılmış olduğu,190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de iki ayrı bölümde düzenlenmesi esasının getirildiği,
Yönetmeliklerin Anayasa, yasa, tüzük ve hukukun genel ilkelerine aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen biçim ve yetki koşullarına uyularak çıkarılması dışında, söz konusu düzenleme yetkisinin kullanılmasına kamu hukuku yönünden herhangi bir engel bulunmadığı, davalı idareye verilen düzenleme yetkisi çerçevesinde yürütülen idari hizmetin niteliği de göz önünde bulundurularak, taşra teşkilatında bulunan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü'nün asli görevlerini gerçekleştiren unvanlara sahip personeli kapsama alan Yönetmeliğin 2. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinin iptali istemine ilişkin olarak;
Davacı tarafından dava konusu edilen hüküm ile Genel Müdüre hukuka aykırı olarak personeli atama yetkisi verildiği iddia edilmekte ise de 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun 6. maddesinin 4. fıkrasının (g) bendinde, kurumun 1-4 dereceli kadrolarına atama yetkisinin yönetim kurulunda bulunduğunun açıkça düzenlendiği; dava konusu edilen hüküm ile Genel Müdüre personeli atama yetkisinin verilmediği, anılan kadrolara atanan personelin bir üst hizmet bölgesinde kadro bulunmaması hâlinde bu sürelerin uzatılabileceği yönünde sınırlı bir yetki verilmiş olduğundan düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin eki "Hizmet Puanı Değerlendirme Formu"nun 1. bendinin, 2. bendinde yer alan "işçi statüsü ile geçici personel statüsünde geçirilen süreler hariç" ibaresinin ve 5. bendinin iptali istemine ilişkin olarak;
Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesinde, yer değiştirme suretiyle atanmaların, Devlet Memurlarının dengeli bir şekilde dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecrübesi, mesleki bilgisi gibi özellikleri ile boş kadro durumu göz önünde bulundurularak kurumlarınca hazırlanan bir plan dahilinde yapılacağının kurala bağlandığı; 28. maddesinde ise "Kurumların bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde halen görevde bulunan memurların geçmiş hizmetlerinin bu Yönetmelik çerçevesinde nasıl değerlendirileceğini ve bu Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde kurumlarca tesbiti öngörülen diğer hususları kapsayan özel Yönetmeliklerini Devlet Personel Dairesinden olumlu görüş alınmak sureti ile çıkarırlar. Özel Yönetmeliklerde bu Yönetmeliğe aykırı hükümler yer alamaz." hükmünün yer aldığı, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinde, yer değiştirme suretiyle atamaların; personelin adil ve dengeli bir şekilde dağılım amacı ve Genel Yönetmeliğin 9. maddesi gözetilerek, anılan Yönetmeliğin Ekinde yer alan Değerlendirme Formu ile boş kadro durumu ve hizmet bölgelerindeki iş ve personel ihtiyaçları dikkate alınarak hazırlanan plan dahilinde Yer Değiştirme Kurulunca yapılacağının öngörüldüğü,
Hizmet Puanı Değerlendirme Formunun 1. bendinde, personel hizmet puanı değerlendirme ölçütlerinden biri olarak "öğrenim durumu"na yer verildiği, 2. bendinde ise; fiili hizmet süresinin hesaplanmasında işçi statüsü ve geçici personel statüsünde geçirilen hizmetlerin hariç tutulduğu ve 5. bendinde ise alınan disiplin cezalarının hizmet puanının hesaplanmasında dikkate alınacak kıstaslar arasında sayılmış olduğu,
Davalı idarede boş kadro durumu ve hizmet bölgelerindeki iş ve personel ihtiyaçları dikkate alınarak Genel Yönetmeliğin 9. maddesi gözetilerek hazırlanacak plan dahilinde, personel hakkında olumlu ve olumsuz kriterlere yer verilmek suretiyle belirlenen puanlamanın toplamı üzerinden bir değerlendirme yapılacağı, dava konusu edilen düzenlemelerin doğrudan personelin naklen atanması sonucunu doğurmadığı, davalı idarece kamu hizmetini sürdüren kamu görevlilerinin görev ve hizmet yerlerinin belirlenmesi yönünden ve Genel Yönetmelik'te verilen yetki çerçevesinde tesis edilen işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmediği, kaldı ki, değinilen kurala dayanılarak idari işlem tesis edilmesi halinde, bu işlemlerin kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi için yargı yoluna başvurulabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı tarafından, dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlanmak suretiyle davanın reddine yönelik Daire kararının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, Danıştay İkinci Dairesi kararının hukuka ve mevzuata uygun olduğu ve davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üye ...'in "Yönetmeliğin 2. maddesinde getirilen düzenlemenin, davacı Sendika'ya mensup merkez teşkilatta görevli üyelerini kapsam dışında bırakması nedeniyle iptali durumunda bazı sendika üyelerinin çıkarları aleyhine sonuç ortaya çıkabileceğinden, davacı Sendika'nın, yukarıda açıklanan çerçevede bütün üyelerinin ortak çıkarlarını gözetmek açısından anılan hükmün iptalini istemekte menfaati bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği" yönündeki usule ilişkin oyuna karşılık; davacı Sendikanın Tüzüğü'nde yer alan, işe almada ve yükselmede işin gerektirdiği niteliklerden başka nitelik aranmaz ilkesini gerçekleştirme, ortak hak ve menfaatlerin izlenmesinde dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma amacı göz önüne alındığında, Yönetmeliğin 2. maddesinin de iptalini istemede hukuki menfaati bulunduğundan, ehliyetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçildi.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 26/02/2019 tarih ve E:2016/599, K:2019/825 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.