Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1977
Karar No: 2021/1346
Karar Tarihi: 04.11.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1977 Esas 2021/1346 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1977 E.  ,  2021/1346 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “muarazanın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili; müvekkilinin sahibi olduğu eczanenin davalı kurum ile aralarındaki protokol çerçevesinde hastalara ilaç hizmeti verdiğini, 25.01.2013 tarihli işlemle üçüncü kişilerce oluşturulmuş sahte rapor ve reçetelerdeki ilaçların tesliminde kimlik kontrolü yapılmayarak taraflar arasındaki 2009 tarihli protokolün 4.3.6. ve 6.3.3. maddelerinin ihlâl edildiğinden bahisle uyarı cezası yanında reçete bedeli ve bunun beş katı tutarında cezai şart olmak üzere toplam 165.191,82TL tutarın müvekkilinin hak edişlerinden kesilmesine karar verildiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu zira sahtecilik işleminde müvekkilinin ya da çalışanlarının hiçbir dahlinin bulunmadığını, Gazi Üniversitesi Hastanesi Nefroloji bölümde birtakım usulsüzlüklerle doktorların kaşeleri kullanılarak pek çok sahte rapor ve reçete üretilip Medula sistemine yüklediklerinin yapılan soruşturma sonucunda ortaya çıktığını, eczanelerin Medula sisteminde kayıtlı bir raporun sahte olduğunu bilemeyeceklerini, cezai işleme konu e-raporlar ve reçeteler sistemden kontrol edildiğinde aynı ilacın daha önce başka eczanelerden alındığının anlaşılması nedeniyle hastanın kendisi olduğunu beyan eden kişiden kimlik numarası ve telefon istenerek reçete arkasını doldurmasının sağlandığını, davalı kurumun raporların sahte olduğunun anlaşılmasına rağmen bu raporlara dayalı reçete düzenlenmesini önleyecek hiçbir tedbir almadığını, müvekkilinin karşıladığı dört reçetenin de protokolün 3.2. maddesindeki gereklilikleri taşıyan rapora dayalı olarak tanzim edildiğini ve protokolün 6.3.1. maddesine göre eczanenin usulüne uygun düzenlenmiş reçeteyi karşılamak zorunda olduğunu, aksi hâlde sözleşmesinin feshedileceğini, cezanın şahsiliği gereği üçüncü kişilerin eylemlerinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, nitekim 2009 yılına ait protokolünün 6.3.19. maddesinin ikinci bendinde sahteliğin eczane dışı kişilerce yapıldığının anlaşılması hâlinde cezai işlem uygulanamayacağının açıkça kararlaştırıldığını, il genelinde aynı usulle otuz bir eczanenin birden sahte rapor ve reçetelerle dolandırıldığının anlaşılmasına rağmen kurumun cezai işlem uyguladığını, reçete arkasındaki imzanın hastaya ait olması zorunluluğu bulunmadığını, zira 6.3.3. maddeye göre reçeteyi kim sunduysa onun imzasının alınmasının gerektiğini, hiçbir kusuru yokken ihtiyati tedbirin ortadan kalkmasıyla müvekkilinin yıllarca hak edişlerinden kesinti yapılacağını ve eline para geçmediği için muhtemelen eczanesini kapatmak zorunda kalacağını, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Sağlık Uygulama Tebliği ve taraflar arasındaki protokol hükümlerine göre davacı hizmet sunucusunun kendisine başvuran kişilerin kimlik tespitini yapmak zorunda olduğunu, yapılan soruşturma çerçevesinde davacının dört ayrı reçetede bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığını, bu nedenle uygulanan cezai işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2014 tarihli ve 2013/146 E., 2014/500 K. sayılı kararı ile; müfettiş raporuyla tespit edildiği üzere davalı ... zarara uğratan söz konusu olayda en büyük kusurun dava dışı hastane yönetiminden kaynaklandığı, şifrelerin verilmiş olması yüzünden gerçeğe aykırı raporların sisteme eklenebildiğini, bu durumun reçeteleri karşılayan eczaneleri yanılttığını, protokolün 6.3.19 maddesine göre başkasının sahtecilik eyleminden dolayı eczanenin sorumlu tutulamayacağını mütalaa eden 10.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ile 20.05.2014 tarihli ek raporun dosya kapsamına uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince 21.10.2015 tarihli ve 2014/48324 E., 2015/30909 K. sayılı karar ile; “…Davacının sahibi olduğu eczane ile birlikte 31 eczane hakkında yapılan şikayet ve soruşturma neticesinde düzenlenen müfettiş raporu doğrultusunda davacıya ait eczanede usulüne uygun olarak düzenlenmemiş 4 adet reçetenin bulunduğunun belirlendiği, bu reçetelerin 3.kişiler tarafından sahte olarak tanzim olunduğu ve bedellerinin kuruma fatura edilmesinden dolayı idare tarafından sözleşmenin 5.3.2.ve 6.3.3 maddeleri uyarınca cezai işlem tesis edildiği, davacı eczanenin ibraz edilen reçetelerin arkasına ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini yazması gerektiği, davacının kendisinin de taraf olarak imzaladığı protokol hükümlerine göre kendisine yüklenen kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, şayet ilaçları teslim etmek için reçeteyi ibraz eden kişilerden kimlik bilgilerini sormuş olsa idi bu kişilerin ilaçları teslim almaya yetkili olmadıklarının anlaşılacağını, davaya ve davalının işlemine konu reçetelerin sahteliği sabit olup, bilirkişi raporu ile belirlenen iğfal kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı, davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin protokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu, tereddüte ya da duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde sabittir. Dava konusu para cezasına ilişkin işlemin dayanağı olan taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3.3. maddesinde;" eczanenin kuruma fatura ettiği reçetelerden bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçları teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Dosya kapsamı ve özellikle dava dışı sigortalının şikayet dilekçesi içeriği itibariyle ilaçların dava dışı davalı kurum sigortalısına teslim edilmediği halde bu kişiye teslim edilmiş gibi reçete arkasının imzalandığı sabit olup, davacının bu şekilde sözleşmenin 6.3.3.maddesine aykırı davranması nedeniyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu, gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Mahkemece 20.09.2016 tarihli ve 2016/113 E., 2016/376 K. sayılı karar ile, önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; üçüncü kişilerin sahtecilik eylemleri neticesinde oluşturulan gerçeğe aykırı sağlık raporları ve bunlara bağlı reçeteleri davalı kuruma fatura eden davacı eczane hakkında, ilaç teslimi sırasında hak sahiplerinin kimlik tespitlerinin usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle cezai işlem uygulanmasında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Dava eczacılık protokolü çerçevesinde haksız uygulandığı ileri sürülen cezai işlemin iptali suretiyle muarazanın giderilmesi istemine ilişkin olup Mahkeme ve Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuyla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümlerinin incelenmesi gereklidir.
    13. 5510 sayıllı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları” başlıklı 67. maddesinin üçüncü fıkrasına göre “…genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulamasının yapılması ve/veya nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur”.
    14. Aynı Kanun’un 71. maddesine göre ise “Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci maddenin üçüncü fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır”.
    15. 28.08.2008 tarihli, 26981 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği’nin 41. maddesi de aynı yöne işaret etmektedir.
    16. Somut olayın gerçekleştiği tarihte geçerli olan Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) 3/6 maddesine göre de “Sağlık kurum ve kuruluşları, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilerin müracaatı aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti yapacaktır. Kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır”.
    17. Açıklanan hükümler gereği sağlık hizmeti sunucusu olan eczaneler kendisine başvuran kişiye hizmetini sunarken kişinin kimlik tespitini usulüne uygun şekilde yapmak zorundadır.
    18. Taraflar arasındaki 2009 yılına ait “Sağlık Hizmeti Alım Protokolü”nün “Reçetelerin arka yüzünde; ilacı ilaçları alan kişinin adı, soyadı ve " ... kalem .... kutu ilacı aldım” ibaresi, hastanın veya birinci derece yakınının telefon numarası ve veya adresi, imzası, ilacın ilaçların reçete sahibi veya birinci derece yakını dışındaki kişilerce alınması hâlinde ise ayrıca T.C. kimlik numarası, T.C. kimlik numarası olmaması hâlinde ibraz edilen kimlik belge numarası yer alacaktır” şeklindeki (3.2.3) maddesi uyarınca eczane, karşıladığı reçetedeki ilaçları verirken kimlik kontrolü yapmak ve reçete arkasına ilaçları alan kişinin bilgilerini doğru kaydetmek yükümlülüğü altındadır.
    19. Anılan bu sözleşme hükmüne aykırılığın yaptırımı, protokolün cezai şart uygulanacak fiiller başlığı altında (6.3) maddesinde düzenlenmiş olup maddenin üçüncü bendine göre, eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine veya yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibi ya da yakınına ait olmadığının tespit edilmesi hâlinde, reçete bedelinin beş katı kadar cezai şart uygulanarak eczacının yazılı olarak uyarılacağı, tekrarı durumunda reçete bedelinin beş katı tutarında cezai şart yanında sözleşmenin feshedileceği ve bir ay süreyle sözleşme yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
    20. Cezai şart uygulanmasını gerektirir hâllerden bir diğeri ise eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak maksadıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat küpürü, sahte reçete veya rapor fatura edilmesi hâlidir ve bu durumda protokolün (6.3.19) maddesinde düzenlenen sahte reçete bedelinin on katı tutarında cezai şart ile sözleşmenin feshi ve iki yıl süreyle yeni sözleşme yapılmaması müeyyidesi uygulanır.
    21. Yine protokolün 4.3.6 maddesine göre 6.3 maddesinde sayılan fiillerin varlığının tespiti durumunda reçete bedellerinin ödenmeyecek, Kurumca yersiz ödeme yapılmışsa eczacının tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilecektir.
    22. Somut olayda davalı Kurum Teftiş Başkanlığının 27.04.2012 tarihli soruştuma raporunda dava dışı hastanedeki birtakım usulsüz işlemler çerçevesinde sahte rapor ve reçeteler düzenlendiği iddiası araştırılmış, gerçekten de pek çok eczaneye bu sahte belgelerin verildiği ve ilaçların Kuruma fatura edildiği tespit olunmuştur. Bu çerçevede yapılan incelemede davacının da aralarında bulunduğu bazı eczanelerde söz konusu sahte belgeleri sunarak ilaç isteyen kişilerin kimlik tespitinin usulüne uygun yapılmadığı belirlenmiş ve bu eczanelerin sahtecilik eylemine iştirakleri olmadığından protokolün (6.3.19) maddesinden değil, yalnızca kimlik kontrol yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle (6.3.3) maddesi çerçevesinde cezai işlem uygulanmıştır.
    23. Davacı açtığı davada; sahteciliğe iştirak etmedikleri gibi sahte raporların Medula sistemine kaydedilmiş olmasının eczaneleri yanılttığını ve uygulanan ceza ile mağdur edildiklerini ileri sürmüş ve Mahkemece de bu iddialar yerinde bulunmuştur.
    24. Ne var ki dava konusu işlemin sahtecilik eylemi ile ilgisi bulunmamaktadır. Zira protokolün (6.3.3) hükmü şeklî bir sözleşmeye aykırılık hâlini düzenlemekte ve eczanenin 5510 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelik ve SUT hükümleri gereğince yapmakla yükümlü olduğu kimlik tespit ve kontrol işlemini yerine getirmemesine cezai sonuç bağlamaktadır. Söz konusu yaptırımın uygulanması için eczacı veya eczane çalışanlarının zarar kastı yahut Kurumun zarara uğraması gerekmez.
    25. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 23.01.2016 tarihli, 2014/13-1185 E., 2016/1079 K. sayılı, 17.05.2015 tarihli, 2014/13-267 E., 2015/1673 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
    26. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken hatalı değerlendirmeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici Madde 3” atfı uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi