23. Hukuk Dairesi 2012/1542 E. , 2012/2880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 26.04.2009 tarihli genel kurulda genel gider, SSK, vergi ve icra dosyaları borçlarının ödenmesi için tüm ortaklardan 3.000,00 TL alınmasına karar verildiğini, davalı ortağın borcunu yerine getirmemesi sebebiyle başlatılan takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, peşin ödemeli ortak olduğunu, borca dayanak gösterilen genel kurulun iptali için yargılamanın devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının, peşin ödemeli ortak olduğu, genel kurulda alınmasına karar verilen kalemlerden sadece 2009 yılı genel gideri olan 600,00 TL den sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ve inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürülükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
Somut olayda ise, davacı kooperatif, davalı ortağın, peşin ve sabit ödemeli ortak konumunda olmadığını, ileri sürmesine göre hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik uyuşmazlığın olduğu davanın malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülmesi dolayısıyla görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağının statüsünün belirlenmesi istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.