Esas No: 2020/238
Karar No: 2020/2979
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/238 Esas 2020/2979 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/238
Karar No : 2020/2979
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 24/10/2019 tarih ve E:2016/14851, K:2019/5575 sayılı kararının karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sosyal güvenlik denetmen yardımcısı olarak görev yapmakta iken, 04/06/2016 tarihinde katıldıkları sosyal güvenlik denetmen yardımcılığı yeterlik yazılı sınavında başarısız olan davacılar tarafından, 26/05/2011 tarih ve 27945 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Denetmenliği Yönetmeliğinin;
1. 18. maddesinin 1. fıkrasında (22/02/2013 günlü Yönetmelik ile değişik) yer alan "Kurul; Başkanın uygun göreceği Başkan Yardımcısı veya Sigorta Primleri Genel Müdürü Başkanlığında, kayıt dışı istihdamla mücadeleden sorumlu Daire Başkanı ile Başkanın uygun göreceği genel müdürler ve daire başkanları arasından üç asıl ve üç yedek üye olmak üzere toplam beş asıl üç yedek üyeden oluşur." hükmünün,
2. 18. maddesinin 2. fıkrasının,
3.19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve/veya" ibaresinin,
4. 20. maddesinin 1. fıkrasının;
5. 04/06/2016 tarihinde yapılan sosyal güvenlik denetmen yardımcılığı yeterlik yazılı sınavının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 24/10/2019 tarih ve E:2016/14851, K: 2019/5575 sayılı kararıyla;
Sosyal Güvenlik Denetmenliği Yönetmeliği'nin 18. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde yer alan dava konusu düzenlemede yapılan 29/12/2017 günlü değişiklik ile sınav kurulunda beş yıl ve üzeri kıdemi bulunan denetmenlerin de bulunacağı kuralı getirildiği göz önüne alındığında; davacıların, dava yolu ile ulaşmak istediği sonuca dava konusu düzenlemede yapılan değişiklik ile ulaştığı, bu sebeple, anılan madde yönünden davanın konusuz kaldığı,
Yönetmelik'in 18. maddesinin 2. fıkrasına yönelik olarak; denetlenebilir ve nesnel sonuçları olan yazılı sınavların, sorulara verilen cevapların önceden hazırlanmış olan cevap anahtarına uygunluğuna göre not takdir edilmek suretiyle değerlendirileceği, bunun dışında bir değerlendirme usûlünün, yazılı sınavın özelliği gereğince uygulanabilir olmadığı dikkate alındığında; sınav kurulunca, kararların oylama usûlüyle alınacağı yolundaki hükmün, yeterlik sınav kağıtlarının değerlendirilmesine yönelik değil, Kurulun alacağı idari kararlara yönelik olduğu (sınav tarihinin ve sınav yerinin belirlenmesi, sınavın başka kuruluşlara yaptırılması... vs.) ve bu yönüyle hukuka aykırılık taşımadığı,
Yönetmelik'in 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve/veya" ibaresine yönelik olarak; anılan fıkrada yapılan 29/12/2017 günlü değişiklik ile "ve/veya" ibaresi, "ve" olarak değiştirildiği ve bu ibare yönünden davanın konusuz kaldığı,
Yönetmelik'in 20. maddesinin 1. fıkrasına yönelik olarak; davacılar tarafından, kanunla düzenlenmesi gereken hususların yönetmelik ile düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla anılan hükmün iptali istenmiş ise de; dava konusu Yönetmelik'in dayanağı olan Kanun hükmünde açıkça, sosyal güvenlik denetmen yardımcılarının yeterlik sınavlarının şekil ve uygulama esaslarının yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı dikkate alındığında, Kanun'un verdiği yetkiye dayalı olarak düzenlenen Yönetmelik hükmünde hukuka ve üst hukuk normlarına aykırı bir yön bulunmadığı,
04/06/2016 tarihinde yapılan sosyal güvenlik denetmen yardımcılığı yeterlik yazılı sınavına yönelik olarak;
Davacıların katılmış olduğu yeterlik sınavının, bir yarışma sınavı olmayıp; sınav sonucunda, atama yapılacak denetmen sayısının sınırlı olmadığı,
Başka bir ifade ile, sınava giren denetmen yardımcısı sayısı kadar denetmen kadrosu bulunduğu ve davacıların sosyal güvenlik denetmeni olarak atanabilmesi için başarı sıralamasında belirli sayıda kişi arasına girme zorunluluğu bulunmadığı,
Bunun sonucu olarak da, sınava katılan diğer kimselerin başarılı olup olmamalarının davacıların durumunu etkilemediği, sınava katılan tüm yardımcıların başarılı olma şansı bulunduğu,
Diğer yandan, kariyer nitelikte bir meslek olan sosyal güvenlik denetmenliği görevine atanabilmek için; yeterlik sınavında başarılı olunmasının yeterli olduğu, bu koşul sağlandığı takdirde, idarenin denetmenliğe atama konusunda bağlı yetki içinde olduğu, diğer bir ifade ile takdir yetkisi bulunmadığı,
Bu durumda; sınav sonucunda başarısız sayılmalarına ilişkin bireysel işlemlerin iptalini istemekte kişisel, meşru ve güncel menfaatleri bulunan ve başarısız sayılma işlemlerinin iptali istemiyle idare mahkemesi nezdinde dava açmış olan davacıların; bir yarışma sınavı olmayan yeterlik sınavının tamamının iptalini istemekte güncel menfaatlerinin bulunmadığı gerekçesiyle,
26/05/2011 tarih ve 27945 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Denetmenliği Yönetmeliği'nin 18. maddesinin 1. fıkrasının (22/02/2013 günlü Yönetmelik ile değişik) birinci cümlesi ile 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve/veya" ibaresinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına;
18. maddesinin 2. fıkrasının ve 20. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemi yönünden davanın reddine;
04/06/2016 tarihinde yapılan sosyal güvenlik denetmen yardımcılığı yeterlik yazılı sınavının iptali istemi hakkında davanın ehliyet yönünden reddine,
Yargılama giderinin; davadaki haklılık oranına göre yarısı olan 199,80-TL'lik kısmı ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.475,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine; yargılama giderlerinin 199,80-TL'lik kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, karar verilmesine yer olmadığı kararı yerine işin esasına girilerek davanın reddedilmesi gerektiği ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin de buna göre takdir edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemlerin iptali istemi hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın ehliyet yönünden reddine, kısmen reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 24/10/2019 tarih ve E:2016/14851, K: 2019/5575 sayılı kararının karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin kısımlarının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/12/2020 tarihinde, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden oyçokluğu, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısım yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 1. Çoğunluk kararıyla, dava konusu edilen yönetmelik maddelerinin bir kısmının sonraki tarihli Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik ile değiştirilmesi nedeniyle, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla birlikte, davalı idare aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci maddesinde, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda “yargılama giderleri”ne ilişkin olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 1086 sayılı Kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 450 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, 6100 sayılı Kanunun 447 nci maddesinde “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü yer almıştır.
6100 sayılı Kanunun “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrasında da: “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralı yer almaktadır.
3. Sonradan yürürlüğe konulan bir Yönetmelik ile dava konusu Yönetmelik hükmünün değiştirilmiş olması nedeniyle davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen, yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
4. İdari işlemlerin -bu arada düzenleyici işlemlerin- hukuka uygun olduklarına dair bir yargı kararına gereksinim duymadan hukuka uygun kabul edilerek ilgililer üzerinde hukukî sonuç doğurması olarak tanımlanabilen “hukuka uygunluk karinesi”ne göre de dava konusu yönetmelik hükümlerinin, 6100 sayılı Kanunun 331 inci maddesinde zikredilen “davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu” kapsamında, hukuka uygun sayılması gerektiği değerlendirilmektedir.
5. Açıklanan nedenlerle yargılama giderleri ve vekâlet ücretiyle ilgili olarak çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.