Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2014 tarih ve 2014/74-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan kullandığı bir kredi olmadığı halde sahte imzalarla kullanılmış gibi gösterildiğini, müvekkilinin sahte kredi işlemi neticesinde davalı Bankaya borçlanmış gösterildiğinden yeniden kredi kullanılıp bu sahte kredi ilişkisinden doğan borcu kapatmak zorunda kaldığını, müvekkilinin mağduriyetinin davalı Banka tarafından haksız ve kötüniyetli olarak çoğaltıldığını, sebepsiz yere Bankaya borçlandırıldığını, kredi borçları sisteme düştüğünden kredi sicilinin bozulduğunu, sahte kredi borçlarını ödemeye zorlandığını ileri sürerek müvekkilinin uğradığı maddi zararlarının karşılığı 15.000 TL"nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın usulsüz ve sahte banka kredisi kullanılmasından dolayı gerçek kişi olan davacının kullanılan krediyi geri istemesinden doğduğu, bireysel kredi sözleşmesine ilişkin bulunduğu, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 141/1. maddesi uyarınca taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu nedenle, dilekçeler aşamasının tamamlanması beklenmeden dava dilekçesinin sunulmasını müteakip evrak üzerinden görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2- Ayrıca, davacı sahte imzalarla adına kredi çekilmiş gösterildiği, hiç kredi kullanmadığı halde bu borçları ödenmeye zorlandığı iddiasıyla davalının haksız fiiline dayandığı ve uyuşmazlığın bireysel kredilerden doğduğuna ilişkin dosyaya bir belge sunulmadığı halde davanın bireysel kredilerden kaynaklandığı kabul edilerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi de doğru görülmemiştir. .SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.