8. Hukuk Dairesi 2018/3235 E. , 2019/3568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, mirasbırakanlarından intikal edip paydaşı olduğu 696 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan binanın davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kendisinin de mirastan dolayı pay sahibi olduğunu ayrıca bir kısım hissedarların da payını satın aldığını, taşınmazı uzun süredir kullanmasına rağmen bu güne kadar itiraz eden olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kiraya verilerek gelir getirmesi mümkün olan yerlerde intifadan men şartının aranmayacağı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, bahçeli ahşap ev niteliğindeki 696 parsel sayılı taşınmazın 1/3 pay ile dava dışı İsmail 2/3 pay ile mirasbırakan Remzi"ye ait olduğu, Remzi"nin 14.11.1980 tarihinde ölümü ile mirasın 4 payının eşi Fikriye"ye, 3"erden 9 payının çocukları Ayhan, davalı ... ve dava dışı Mualla"ya, 3 payının ise davacıya kaldığı, muris Fikriye"nin 17.04.1995 tarihinde ölümü ile mirası 4 pay kabul edilerek davacı ..., davalı ... ve dava dışı çocukları Ayhan ve Mualla"ya kaldığı, taşınmazda bodrum + zemin + 1 normal kat ve çekme kattan oluşan yapı bulunduğu, davalı tarafından mirasbırakan Fikriye"nin payına satış vaadine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın dersest olduğu sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kiraya verilmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle intifadan men şartı üzerinde durulmadan kısmen ecrimisile karar verilmiş ise de taşınmazın veya bölümlerinin davalı tarafından ne şekilde kullanıldığı, kiraya verilip verilmediği tespit edilmediği gibi davalı tarafından açılan tapu iptal tescil davası da irdelenmiş değildir.
Hal böyle olunca; taşınmazın davalı tarafından ne şekilde kullanıldığının tespit edilmesi, kiraya verilerek gelir elde edildiğinin saptanması halinde yukarıda yazılı ilkeler de gözetilerek intifadan men şartı aranmadan tespit edilecek ecrimisile karar verilmesi, taşınmaz davalı tarafından bizzat kullanılıyor ise paydaşlar arasındaki ecrimisil isteği için intifadan men şartı gerekli olduğundan davalı tarafından mirasbırakan Fikriye"nin taşınmazdaki payı için açılan Gaziosmanpaşa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/739 Esas sayılı tapu iptali ve tescil dava dosyası getirtilerek adı geçen dosyanın intifadan men şartı yerine geçip geçmeyeceğinin değerlendirilmesi, bu davanın yukarıda yazılı ilkeler gözönüne alınarak intifadan men şartı yerine geçeceği kabul edilmesi halinde hesap edilecek ecrimisile karar verilmesi değilse sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, Kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.