23. Hukuk Dairesi 2011/4334 E. , 2012/2870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan Yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde ihbar olunan ... ile davacı Vek. Av.... gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin, 15.06.2005 tarihli kooperatif üyelik hakkı devir sözleşmesi ile davalı kooperatif A blok 16 numaralı daireyi davalı ..."ten satın aldığını, karşılığında 40.400,00 TL ödeme yaptığını, davacının, daireye yerleşmesinden kısa bir süre sonra dava dışı ... tarafından açılan dava sonrasında dairenin anılan kişiye ait olduğunun tespit edildiğini, verilen kararın kesinleştiğini ileri sürerek, dairenin, dava tarihindeki değerinin tespiti ile yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile dairenin değeri olarak 100.000,00 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, husumetin henüz ferdileşme işlemini gerçekleştirmeyen kooperatife yöneltilmesi gerektiğini, üçüncü kişinin dava konusu daireye ilişkin açtığı davanın davacı tarafından kendilerine bildirilmediğini, bu nedenle davacının ağır kusurunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 15.06.2005 tarihli sözleşme ile A blok 16 numaralı dairenin davalı ... tarafından davacıya satıldığı, söz konusu daireye ilişkin açılan dava neticesinde dairenin üçüncü kişi adına tespit edildiği, böylece 15.06.2005 tarihli üyelik devir sözleşmesinin geçersiz hale geldiği, geçersiz sözleşmelerin tasfiyesinde denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması gerektiği, davanın süresinde açıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 53.527,16 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, ecr"i misil talebi yönünden davalı ..."ın dava açmada muhtariyetine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarına gelince, dava, sözleşme gereği devralınan dairenin kesinleşen yargı kararı ile bir başkası adına tespit edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve tazminini istemine ilişkindir. 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 96-108 maddelerinde borçların ödenmemesinin şartları ve sonuçları düzenlenmiştir. Vadesinde yerine getirilmeyen edimler için ifa mümkün ise temerrüt hükümleri uygulanacak, ifanın mümkün olmaması halinde imkansızlık hükümleri devreye girecektir. Borcun ifa edilmemesi durumunda borçlu kusursuzluğunu kanıtlayamaması halinde BK"nun 96"ncı maddesine göre alacaklının uğramış olduğu zararları tazmin etmekle yükümlüdür; kusurunun
bulunmaması durumunda ise BK 117"ye göre borcundan kurtulacaktır. Karşılıklı taahütleri ihtiva eden akitlerde ifa imkansızlığı halinde borçlu aldıklarını sebepsiz iktisap kurallarına göre iade etmekle yükümlüdür. (BK.117/2)
Somut olayda, taraflar arasında aktedilen 15.06.2005 tarihli "Kooperatif Üyelik Hakkı Devir Sözleşmesi" başlıklı sözleşme ile davalının, A blok 16 numaralı daire üzerindeki tüm üyelik hissesi davacıya devredilmiştir. Davacının da taraf olduğu, ... 2"nci Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/583-2007/421 E.-K. sayılı dosyasında, A blok 16 numaralı daireye bağlı üyelik, üçüncü kişi adına tespit edilmiş, verilen karar kesinleşmiştir. Mahkeme kararının kesinleşmesi nedeniyle A blok 16 numaralı dairenin ve buna bağlı üyenin davacıya devrini öngören sözleşmenin ifa edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, ifa imkansızlığının yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ele alınması, ifanın gerçekleşmemesinde borçlunun kusurunun bulunup bulunmadığı, davalının, yedinde bulunmayan bir hakkı devretmesinden bahsedilip bahsedilemeyeceği, bu bağlamda sözleşmenin baştan beri geçerli olup olmadığı tartışılıp sonucuna göre tazminat miktarının belirlenmesi, bu belirleme sırasında, dava dışı kooperatifin anılan mahkeme ilamının kesinleşmesi üzerine üyeliği kalmayan davacıya, bu nedenle iade ettiği meblağın dava konusu alacağa etkisi üzerinde durulması; ayrıca davalının ıslah üzerine ileri sürdüğü zamanaşımı def"i üzerinde de durularak talebin bağlı olduğu zamanaşımı süresinin açık bir şekilde değerlendirilmesi ve uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer, davacının tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.