
Esas No: 2013/1882
Karar No: 2013/3665
Karar Tarihi: 05.03.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/1882 Esas 2013/3665 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının, davalının oğlu olduğunu beyan ederek 1000 TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının hisseli de olsa adına kayıtlı iki adet taşınmazının bulunduğu, davalı dışında başka çocuklarının da bulunduğu, davalının davacıya her ay 330 TL göndermek suretiyle üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, TMK"nun 364 ve 365. maddelerinde düzenlenmiş olan yardım nafakası istemine ilişkindir.
Anılan yasal düzenlemeler incelendiğinde;
Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür (TMK md 364/1).
Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir (TMK. md 365/2).
Nafakanın, nafakayı ödemekle yükümlü olan kişilerin bir veya birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hakim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir (TMK. md.365/3).
Açıklanan yasal düzenlemede belirtilen yoksulluk kavramına ise Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 gün 1998/656 E. 1998/688 K. sayılı ilamı ile açıklık getirilmiş ve “...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.
Somut olayda; davalının davacı babasına her ay 330 TL para gönderdiği, davalı dışında davacının 3 tane kızının bulunduğu, bu çocukların evli olduğu, düşük oranda gelirlerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Diğer yandan, davalının yurt dışında bulunması nedeni hakkında ekonomik ve sosyal durum araştırmasının yapılamadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir.
Öyle ise mahkemece, davacının diğer çocuklarının da nafaka yükümlülüklerinin bulunduğu da dikkate alınarak, davalının ödediği miktarın arttırılıp, azaltılabileceği de göz önünde bulundurulup, en azından davalının halen ödediği miktarın yardım nafakası olarak takdirine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.