
Esas No: 2015/2167
Karar No: 2015/6837
Karar Tarihi: 18.06.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2167 Esas 2015/6837 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2013/410-2014/125
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.02.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 610. maddesine dayalı mirası reddin iptaline yöneliktir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir.
Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir.
Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez. Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur.
Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüşü itibariyle davanın TMK"nın 610/2. maddesi gereğince davalı mirasçının terekeyi sahiplendiğinin ileri sürülmesi nedeniyle davalının mirası ret hakkından mahrum olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre TMK"nın 610/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, TMK"nın 617. maddesindeki 6 aylık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de; somut olayda davalı dışında mirası reddetmeyen mirasçılar bulunduğu anlaşıldığından hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.