Esas No: 2019/6563
Karar No: 2020/5789
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay 10. Daire 2019/6563 Esas 2020/5789 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6563
Karar No : 2020/5789
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
(Mülga … Kurumu)
VEKİLLERİ : I. Hukuk Müşaviri V. …
Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : Kendi Adlarına Asaleten ...'a Velayeten
... ve ...
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, ... ve ...'ın oğlu, diğer davacı ...'ın kardeşi ...'ın, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 26/03/2004 tarihinde ayağındaki eğriliğin düzeltilmesi için yapılan ameliyatı sonrası doğuştan var olan kan pıhtılaşmaması problemi nedeniyle kanaması durmayarak fenalaşması üzerine yoğun bakıma alındığı ve 10/04/2004 tarihinde vefat ettiği, olayın gerçekleşmesinde davalı idarenin hizmet kusuru olduğundan bahisle destekten yoksun kalma, hastane, tedavi, yol ve defin masrafları için 1.000,00 TL maddi, anne ... ve baba ... için ayrı ayrı 70.000,00 TL, kardeş ... için 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 191.000,00 TL tazminatın ölüm tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; ilgililer hakkında açılan ceza davasında Yüksek Sağlık Şurasından alınan ... tarih ve ... sayılı kararda, hastaya ait beyin tomografisinde rapor edilen bilgilere ek olarak, sol temporal, frontal, parietal alanlardan vertexe uzanan cilt altı yaygın kanama alanları mevcut olduğu, her iki orbita ve retroorbital alanlar normal olarak değerlendirildiği ve iskemiye ait bulgu tespit edilmediğinden hastanın ölümünün kafa içi kanamadan olduğu, orbital selülitle ilgisinin bulunmadığı, bu nedenlerle ameliyat öncesi gerekli konsültasyon ve laboratuvar tetkiklerin eksik yapıldığından ilgili doktorların kusurlu olduklarına karar verildiği görüldüğünden ...'ın ölümünde kusurlu olan idarenin meydana gelen bu zararı tazminle yükümlü olması gerektiği, davacılar tarafından maddi-manevi tazminat talebiyle .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:... sayılı dosyası ile açılan davada maddi tazminat miktarının hesaplanması için yaptırılan 02/05/2013 tarihli bilirkişi raporunda, baba ve anne için destekten yoksun kalma tazminatı olarak ayrı ayrı 4.578,85 TL, tedavi ve yol giderleri için 425,00 TL ve cenaze defin gideri için 200,00 TL tazminat hesaplandığı, davacıların talebi ile sınırlı olarak 1.000,00 TL maddi tazminat talebinin kabulü gerektiği, davalı idarenin olaydaki hizmet kusuru dikkate alınarak manevi tazminatın manevi tatmin aracı olma niteliği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacıların duyduğu acı ve üzüntünün kısmen de olsa giderilmesi amacıyla takdiren anne ... için 50.000,00 TL, baba ... için 50.000,00 TL ve kardeş ... için 40.000,00 TL olmak üzere toplam olarak da 140.000,00 TL (Mahkeme kararında sehven 150.000,00 TL olarak yazılmıştır) manevi tazminatın davalı idare tarafından tazmini gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, somut olayda, davacıların hastaneye ilk başvurusundan itibaren sağlık sorunlarının tamamen gözetildiği, gerekli tanı, tedavi, bilgilendirme, müdahale ve işlemlerin tam zamanında, tıbbi ilke ve esaslara uygun olarak gerçekleştirildiği, Mahkeme kararının dayandığı ceza davasında alınan Yüksek Sağlık Şurası raporunun tebliğ edilmediği, ceza yargılamasında dikkate alınan bu raporun idari yargıdaki tazminat davasında hükme esas alınamayacağı, adli yargı yerinde alınan bilirkişi raporunda da destekten yoksun kalma tazminatı, tedavi ve yol giderleri ile defin giderleri hesaplanmış ise de bu raporun da tebliğ edilmediği, davalı idare veya personelinin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan alınacak bilirkişi raporunun tebliğinin sağlanıp varsa itirazların alınması sonrasında maddi zarar tespitine yönelik bilirkişi raporu düzenlenip tebliğinin sağlanması gerektiği, davalı idarenin itiraz etme hakkı kullandırılmadan karar verilmesinin açıkça usule aykırılık teşkil ettiği, dava konusu olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğunun ve zarar verici sonucun davalı idare personelinin hizmet kusurundan kaynaklandığının kabul edilemeyeceği, ağır hizmet kusuru açıkça ortaya konmadığından manevi tazminat talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, Mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılardan ... ve ...'ın oğlu, diğer davacı ...'ın kardeşi ...'ın, doğuştan ortopedik engelinin bulunduğu, 22/03/2004 tarihinde per ekinovarus tanısıyla ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi ortopedi servisine yatışının yapıldığı, burada yapılan tetkiklerin ardından 26/03/2004 tarihinde ameliyata alındığı, 14.15 ila 16.00 saatleri arasında yapılan ameliyatın sonrasında saat 16.40'ta servise alındığı, birkaç saat sonra ameliyat yeri ve diğer bölgelerde kanama başladığı, yoğun kanama sebebiyle kan, plazma ve K vitamini takviyelerinin yapıldığı, durumunun ağırlaşması üzerine 08/04/2004 tarihinde …Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği, burada takip ve tedavi altında iken 10/04/2004 tarihinde saat 04.00'da kardiyak arrest geliştiği, yapılan resüsitasyona cevap alınmaması üzerine 04.45'te ex kabul edildiği, davacılar tarafından ilgili doktorlar aleyhine 14/12/2005 tarihinde açılan tazminat davasında, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:..., K:…sayılı kararıyla, hizmet kusuruna dayalı davada ilgili doktorlara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde; bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise; tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Dava dosyanın incelenmesinden; ilgili doktorlar aleyhine başlatılan ceza soruşturması neticesinde doktorlardan ... hakkında dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle ölüme sebebiyet vermek suçu dolayısıyla açılan ceza davası kapsamında alınan Yüksek Sağlık Şurası raporu ile, ilgili doktorlar aleyhine adli yargı yerinde açılan tazminat davası kapsamında hesap bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunun davacılar tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğu, İdare Mahkemesince bu raporlar esas alınarak, ancak raporların birer örneği taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara raporlara itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, davacılar yakını ...'ın, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan tıbbi ameliyelerde idarenin hizmet kusuru bulunması sebebiyle vefat ettiğinden bahisle uğranıldığı iddia edilen toplam 191.000,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi isteminden kaynaklanan işbu davanın ihbarı için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile anılan maddenin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca gerekli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res'en ilgililere davaya müdahil olabilme haklarını kullanabilmelerini teminen davanın ihbarı gerektiği açıktır.
Ayrıca, işbu bozma kararı üzerine yeniden yapılacak yargılama neticesinde, davalı idare aleyhine tazminata hükmolunması durumunda, Dairemizin yerleşik içtihatları gereği yasal faizin, davalı idarenin temerrüde düştüğü tarihten itibaren uygulanması gerektiği, işbu bozma kararı üzerine yeniden yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararda bu hususun da dikkate alınacağı açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.