Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/2928
Karar No: 2006/4817
Karar Tarihi: 08.05.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/2928 Esas 2006/4817 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/2928 E.  ,  2006/4817 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ordu 1.Asliye Hukuk  İş Mahkemesi
    Tarih : 27.01.2006
    No : 71-10

    Davacı, 1.5.1987-30.4.1995 tarihleri arasında SSK. zorulu sigortalı hizmetleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 1.5.1987-30.4.1995 tarihleri arasındaki 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalılığının SSK."na tabi zorunlu sigortalılığı dışındaki sürelerde geçerli olduğunun tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan  Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının  esas alınacağı  bildirilmiştir.  Bu kayıtların  tarımda  kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi  olduğu ortadadır.
    Yapılan incelemede davacının verdiği 21.4.1987 tarihli giriş bildirgesi üzerine  davalı Kurumca 1.5.1987 tarihi itibariyle kayıt ve tescil edildiği, 1.7.1987 gününde bir defa prim ödemesinde bulunduğu, SSK. hizmet cetvelinden ihtilaf konusu dönemde 5.6.1988 tarihinde zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başlayıp 1988 yılı 2.dönemde 81 gün, 3.dönemde 11 gün, 1990 yılı 1.dönemde 17 gün, 2.dönemde 15 gün 3.dönemde 20 gün, 1993 yılı 2.dönemde 22 gün, 3.dönemde 10 gün 1994 yılı 2.dönemde 10 gün, 1995 yılı 2.dönemde 43 gün çalışmasının bulunduğu tapuda kayıtlı zirai arazisinin ve Ziraat odası kaydının bulunmadığı davalı Kurumca bu durumun öğrenilmesi üzerine tarım Bağ-Kur sigortalılığının 4.6.1988 tarihi itibariyle terkin edildiği, 1.5.1987-4.6.1988 tarihleri arasında davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının davalı Kurumca 1.5.1987 tarihinde sigortalı olarak tescil edilmiş olmakla ve bu tarihten sonraki SSK."na tabi çalışmaları uzun süreli blok çalışma olmayıp aralıklı kısa çalışma olduğundan bu sürelerin dışında kalan dönemlerde 2926 sayılı Yasa"nın 10.maddesi koşulları taşıması halinde tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekirse de mahkemece 2926 sayılı Yasa"nın 10.maddesinde belirtilen kayıtların varlığı araştırılmasızın sonuca gidildiği görülmektedir.
    Yapılacak iş; davacıya ihtilaf konusu dönemde ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak, bu kişi kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise buna ilişkin belgeleri getirtmek, Ziraat Bankası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyeti organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, bu tarihlerde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tesbit ederek tanık olarak bilgilerine başvurmak, ilgili Belediye"nin Emlak Dairesinden zirai arazi vergi mükellefi olup olmadığını sormak mükellef ise vergi beyannamelerini getirtmek ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu salt tanık beyanlarına ve muhtarlık yazısına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi